Biz Yüce Furkan’a iman etmiş ümmet olarak, Allah’ın nûrunu tamamlamasına nefer olacak mıyız olmayacak mıyız bunun kararını vermek durumundayız. Kudüs’ü işgal eden İsrail’e, İsrail’e destek veren ABD ve bütün bunlara sessiz kalanlar ile birlikte biz de sessizliğe gömülüp, yaşadığımız konforun 3-5 yıl daha devam etmesini mi dileyeceğiz, yoksa Hz.Muhammed’in ümmeti olmanın ağır sorumluluğunu yüklenerek meydanlara inecek, küresel katil sürülerinin ve onların maşalarının İslam alemi üzerine oynadıkları oyunları Bedir’de, Kudüs’ün fethinde, Çanakkale’de ve 15 Temmuz da olduğu gibi başlarına mı geçireceğiz.
Kudüs, bütün inançlar için ortak tarih, ortak coğrafya, ortak kültür ve hepsinden öte ortak kader ve birlikte yaşamak demektir. Kudüs’ün bu vasıflarının yok edilmesine izin vermeyiz. Kudüs’ün insanlığın ortak mirası olması gerçeğine ihanet ettirmeyiz. Kudüs’le ile ilgili bu hadsiz ve hukuksuz tasarruf ABD’yi de İsrail’i de hiç ummadıkları bir neticeyle karşı karşıya bırakacaktır. ABD, kuruluşundan beri benimsediği ikircikli politikalarla Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Libya’ya, İslam coğrafyasını kana boyayan her savaşın arkasındaki gölgedir. Aynı ABD’nin Filistin işgalinin ilk günlerinden beri terör şebekesi İsrail’i kanatları altına alan siyonizmin hamisidir.
Yüz yılı aşkın süredir Filistinliler’e karşı şiddet uygulayan Siyonist çetenin ideallerine bu derece destek çıkmak sadece akıl tutulmasıyla açıklanabilecek bir durum değildir elbette. Asıl neden eli kanlı zorbaların her ne olursa olsun iktidarlarını sürdürme stratejileridir.
Buradan tüm yüreğimizle haykırıyoruz, korsan İsrail ve ABD Kudüs’ü başkent yapmak gibi bir rüyadan uyanmalıdır ve bütün dünya şunu anlamalıdır ki, artık bu kararla İsrail’in başkenti Kudüs değil, Washington olmuştur. Aksi halde İslam coğrafyası dışında İngiltere, Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkeleri ile beraber devletlerin önemli bir çoğunluğunun kabul etmediği bu kararın ısrarla uygulamaya sokulmasının nedeni ne olabilir?
Bugün ABD’nin aldığı bu korsan karara uymayacağını ilan tüm devletlerin bu kararlarında samimi olmalarını temenni ediyoruz. İslam ülkelerinde ABD’nin ileri karakolu gibi vazifelendirilmiş liderlerin her gün okudukları Kur’an’dan ibret almamalarını hayretle takip ediyoruz.
Kudüs, İlahi vahyi insanlığa ulaştıran peygamberlerinin kokusu, Mirac’ın ev sahibi, ilk kıblemiz, göz bebeğimizdir. Kudüs işgale uğradığından beri Mükerrem şehir Mekke mahzun, Münevver şehir Medine gözü yaşlı kardeşi Aksa’yı izliyor. Bugün Aksa’ya sahip çıkamazsak, yarın İstanbul’a gelecekler, Bugün Filistin’e sahip çıkamazsak yarın Türkiye’yi isteyecekler, bugün İslam Birliğini kurmak için kol kola giremezsek, yarın sokaklarda kollarımız parçalanacak.
Şimdi bu inancı ve kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir. Kudüs’ün siyonizme başkent yapılmasını engellemek için harekete geçmek, birlikte ses vermek ve insanlığın beklediği o sözü söylemek için buradayız.
Müstebitler de en çok bundan korkuyor. Emin olun ki Kudüs’e özgürlük haykırışı bunun için şiddetle susturulmak isteniyor.
İşte bu yüzden Üstad Necip Fazıl’ın dizeleriyle haykırıyoruz!
“Yıkılasın İsrail enkazını göreyim
Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim.”
Tam da bu yüzden Özgür Kudüs, kahrolsun Siyonizm, defolsun ABD, Bağımsız Filistin.
Bu mücadele azmi ve kararlılığıyla Mescid-i Aksa’nın çağrısına karşılık veriyor, Kudüs ve Aksa’nın İslamla kucaklaşması için haykırıyoruz.
Yaşasın başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti.Yaşasın işgalden kurtulmuş Kudüs şehri.Grup açıklamaların ardından dağıldı.08-12-2017