Kısa adı Vistop olan Viranşehir Sivil Tolum platformu son YSK kararı ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Vistop’un basın açıklaması şöyle;Viranşehir Sivil Toplum Platformu
KAMUOYUNA DUYURULUR
Yaklaşan seçimler öncesinde bağımsız adayların adaylıklarını veto eden YSK’ nın bu kararının, olumlu bir atmosferde geçmesi gereken seçim sürecine bir müdahale niteliğinde olduğu herkesin malumudur. Kendi meşruiyeti bile tartışmalı iken verdiği kararlar her zaman her kesimin tepkisini çekmiştir. Yüksek Seçim Kurulu, Yüksek yasakların verildiği bir kurum haline dönüştürülmemelidir. Bu kararın verilmesinde bölgenin hassas dinamikleri dikkate alınmamıştır. Şiddet içerikli bir kararın şiddeti doğuracağı unutulmamalıdır. Demokratik taleplerin parlamentoda yansıtılmasının ve çözüm odaklı bir siyasetin geliştirilmesinin önünün açılması bir zorunluluktur.
Demokrasi ve Kürt sorununun barışçıl yollardan çözüm çabalarının bağrına bir hançer saplanmıştır. Bu hançeri YSK saplamıştır. Bu, herhangi bir basit karar değil. Ülkenin yakın geleceğini karartma sonucu doğuracak, siyasi nitelikte bir karar. Karar gerekçesinin, geçmiş mahkumiyetler olduğu ileri sürülüyor. Nasıl şey bu? Karara konu olanlardan ikisi zaten milletvekili. 2007’de milletvekili seçilmiş, gelmişler. Geçmiş mahkumiyetler gerekçesiyle, 2011 yılında seçimlere girmeleri nasıl engellenebilir? Nasıl “hukuki” olabilir böyle bir karar? Düşünebiliyor musunuz, “darbecilik” iddiası ile Ergenekon davasından tutuklu ve sanık bulunan isimler, aday olabiliyor ama bağımsız adaylar engellemelere maruz kalmaktadır. Bu ülkenin demokratik vicdanının kabul edebileceği bir şey mi bu? Bin dereden mevzuat açıklaması getirseniz, kabul edilmez. Vicdanlarda mahkum olan hiçbir hükmün hukuki değeri de olamaz. YSK'nın kararının hukuki eleştirisini yapacak değiliz. Kara kaplı defterden böyle sonuçlar çıkıyor demek ki... Ve bizler de bir kez daha hukukun siyasete karşı tuzak kurması gibi bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Hukukla siyasetin, hukukla demokrasinin, hukukla bir ülkenin çıkarlarının karşı karşıya geldiği her noktada bir durup düşünülmeli: Hukuku toplumlar yapar; siyasi temsilcileri aracılığıyla yapar. Toplum olarak huzur içinde bir arada yaşayabilmek için; adalete dayanan bir toplum kurmak için yapar. Ama o hukuk dönüp o toplumun huzurunu ve barışını provoke eder hale geliyorsa, toplumun adalet duygularını rencide edici kurallar dayatıyorsa, burada bir terslik var demektir. Sonuç olarak verilen bu siyasi kararın bir an önce geri çekilmesi ve demokratikleşen Türkiye’ye yeni bir yaftanın vurulmamasını istiyoruz. YSK’nın bu demokratik açılım sürecinin önünü tıkayacak ve iç çatışmaya zemin hazırlayacak bir karar olup, bu tutumun ve bu tutuma karşı gösterilen anti demokratik tepkiyi de yanlış buluyoruz. |
1604 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |