Şırnak’ın Uludere İlçesi'nin sınır kesiminde savaş uçakları tarafından gece saatlerinde gerçekleştirilen bombardımanda 36’ya yakın sivilin hayatını kaybettiği ifade edilmektedir. Sınırdaki köylülerin basına yansıyan açıklamalarında, ölenlerin Irak'tan katırlarla mazot getiren 18-20 yaşlarındaki kaçakçılık yapan gençler olduğu bildirilmiştir.

     Üniversite dersliklerinde olmaları gereken gençlerimizin, hayatlarını hiçe sayarak para kazanmaya mahkum edilmesi, devlet politikalarının bir sonucudur. Böylesi bir boyut göz ardı edildiğinde dahi kaçakçılıkla mücadelede savaş uçaklarının, bombaların, silahların kullanılmayacağı tartışma götürmez bir gerçektir. Sivilleri hedef haline getiren bu kör şiddetin arkasında kim olursa olsun gerekçesine bakılmaksızın kınanması, toplumun vicdanında mahkum edilmesi gerekmektedir. Çünkü birkez daha acı bir şekilde gördüğümüz üzere Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz gibi hayatının baharındaki birçok çocuğumuzun, gencimizin “yanlışlıkla” katledilmesinden hiçbir ders çıkarılmamıştır. 

      İçişleri Bakanı Şahin’in yakın zamandaki “herkesi terörist ilan etmeye varan” açıklamalarının ardından böylesi bir vahşetin gerçekleşmesi kaygılarımızı artırmaktadır. İnsanların temel haklarını göz ardı ederek, herkesi yok edilmesi gereken “ayrık otu” olarak görenlerin politikaları, eninde sonunda yaşam hakkının yok edilmesine ulaşmaktadır. Açıkça ifade etmek gerekirse bugün devlet aklı paranoyak bir şekilde işlemektedir. Söz konusu paranoya herkesi düşmanlaştırmakta ve yok etmeye çalışmaktadır. Demokrasinin var olduğu iddia edilen bir ülkede böylesi bir akıl yürütme biçimi kabul edilebilir değildir.

     Eğitim Sen olarak devletin çocuklarımıza, gençlerimize şiddeti, savaşı değil; barışı, insanca yaşam koşullarını sunabilmek için politika üretmek zorunda olduğunu düşünüyoruz. Silahların susması ve benzer bir vahşetin bir daha yaşanmaması için sivillerin böylesine katledilmesinin altında imzası olanların, sorumluların ortaya çıkarılmasını istiyoruz. VİRANŞEHİR EĞİTİM SEN YÖNETİM KURULU...