Mübarek Olsun
Miladi yılın başlangıcı olan 1 Ocak aynı zamanda Mekke’nin Fethi’nin de yıldönümüdür. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) e, Peygamberlik görevi verilip insanları şirkten, putlara tapmaktan vazgeçmeye ve yalnız Allah’a (c.c.) iman ve ibadet etmeye davete başladığı günden itibaren Mekkeli müşrikler, Efendimize ve O’na inanan Müslümanlara şiddetli düşmanlık gösterdiler. Mekke’de yaklaşık olarak 13 yıl süren tebliğ, istenilen sonucu vermemiş, aksine baskı ve zulümler gittikçe artmış ve dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Bunun üzerine Allahü Teâlâ, Müslümanların hicret etmelerine izin verdi. Efendimiz Hicret esnasında Mekke’den; “Ey Mekke, sen Allah katında yeryüzünün en hayırlı ve bana en sevimli yerisin; eğer çıkmak zorunda bırakılmasaydım, senden ayrılmazdım" diyerek büyük bir acı ve ıztırâb içinde ayrılmıştı. Hicret’le birlikte Medine’de, dünyada tekrarı görülmeyen ve bir daha görülmesi ve yaşanması mümkün olmayan Saadet nizamı kurulmuştu. Medine İslâm devleti giderek büyümekte ve Müslümanların sayısı çığ gibi artmaktaydı. Artık fetihlerin zamanı da gelmişti. Allah’ın vaadi gerçekleşmiş ve Hicret’ten 8 yıl sonra miladi 1 Ocak 630 yılında Peygamber Efendimiz öncülüğünde Medine’den harekete geçen İslâm ordusu Mekke’yi kansız bir şekilde fethetmişti. Bu fetih aynı zamanda gönüllerin de fethiydi. O güne kadar Efendimizin amansız düşmanı olan Kureyş’in önde gelen liderleri, tek tek O’nun önünde diz çökerek Müslüman oluyorlardı. Hz. Muhammed (a.s.) böylece 8 yıl önce çıkmak zorunda kaldığı Mekke’ye büyük bir ihtişam içinde tekrar girmiş ve çevresinde büyük acılar yaşadığı, işkenceler gördüğü Kâbe’deki putları yerle bir etmişti. Kâbe’de artık “Allahuekber” sadası yankılanıyordu ve Mekke tam bir İslâm şehri olmuştu. Mekke’nin fethi gerek İslâm tarihinde gerekse tüm dünya tarihinde benzeri görülmeyen büyük bir hâdisedir. Bu fetih; yalnız Allah’a iman ve ibadet ettikleri için, müşrikler tarafından yurtlarından ayrılmak zorunda bırakılan Efendimiz ve ashabına Allah’ın en büyük lütfudur. Allahü Teâlâ’nın mübarek kıldığı ve İslâm dininin merkezi olan Mekke, fetihle birlikte gerçek kimliğine kavuşmuş, şirkten ve putperestlikten arınarak mânevi bir şehir olma özelliğine kavuşmuştu. Mekke’nin fethiyle, şirkin Arabistan yarımadasındaki varlığı sona ermiş, tevhid inancı hâkimiyetini ilan etmiştir. Bu fetihten sonra diğer fetihler arka arkaya gelmiş ve İslâm, üç kıtaya hızla yayılmaya başlamıştır. |
1673 kez okundu |
Yorumlar |
31/12/2011 22:11 medinenin fethinin kimse farkında bile değil...!nede olsa buğün yeni yıl akıllara bile gelmiyor bilmiyoruz...:(tesekkürler haberiniz için..hepimize mübarek olsun..... Misafir - eğitimci |