mansiyon ödülü aldı
2011-2012 eğitim öğretim yılı kapsamında düzenlen Uluslar arası Emepya (Eğitim Metotları proje yarışması)’ya özel çağlayan baran i.ö.o olarak fen ve teknoloji alanında dünya modeliyle yer çekim kuvveti dinamometreyle somut bir şekilde ölçülüyor adlı proje ile mansiyon ödülü aldı. Projenin toplamda 2443 yarışmacı arasında finalist olarak Ankara sergisine seçilen 127 proje içerisine girdi. Jüri değerlendirmesinden sonucunda ilköğretim kategorisinde mansiyon ödülü alarak uluslar arası düzenlenen emepya proje yarışmasında Özel Çağlayan Baran iöo. Fen ve Teknoloji öğretmeni Abdusselam İlbilgili’nin projeyi hazırladı. İlbilgili, ağırlık ve yerçekimi kuvveti konusu anlatılınca yeteri kadar soyut düşünemeyen(yani somut işlemler döneminde olan) 9-11 yaş aralığındaki 4. ve 6.sınıf öğrencilerin konuyu daha iyi kavramaları için görerek, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerini sağlamak ve ayrıca dünyanın yer çekim kuvvetinin ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe arttığını somut bir şekilde ölçüm yaparak öğrenmeyi sağlamak için böyle bir materyal yapma gereği görüldüğünü söyledi. Yer küreyi ekvator çizgisinden keserek iki yarım küreye ayırdığını belirten İlbilgili her yarım küreye ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe ebatları artan neodyum mıknatıs yerleştirdiğini, yarım küreleri birleştirmek suretiyle öğrencilere dinamometre ile ölçüm yapıldığında ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe yerçekimi kuvvetinin artığı somut bir şekilde ölçüm yapılarak gözlemlendiğini ifade etti. İlbilgili, “Özellikle fen ve teknoloji öğretmeni olarak şunu biliyoruz ki; bir kazanım öğrenme işi içerisine ne kadar fazla duyu organı katılırsa öğrenme oranı yüksek ve o kadar kalıcı olur. Çünkü insan çevresindeki olayları duyu almaç(resptör) hücreleriyle algılar ve çevresel sinir sistminin hücrelerine(duyu nöronlara) iletir. Duyu nöronlar aldıkları mesajları(impuls) beyne iletir. Böylece öğrenme gerçekleşir. İnsan çevresini algılamayı duyu organlarda bulunan bu reseptör hücrelerle aldığına göre ne kadar duyu organı kullanılırsa beyne impulsla ilgili o kadar fazla bilgi gideceği için öğrenme o kadar kalıcı olur. Okuduklarımızın %1o ‘nu, duyduklarımızın %20’sini, gördüklerimizin %30’unu, hem görüp hem duyduklarımızın %50’ sini, söylediklerimizin, %80’nini hem söyleyip hem de davranışa dönüştürdüklerimizin % 90’nını hatırlarız. Bu verileri göz önünde bulundurduğumuzda yaparak, görerek ve yaşayarak öğrenmeyi daha kalıcı olmasını sağlayacak yerküre modelini tasarlamaya başladım şu ana kadar anlatılan yer çekim kuvveti konusunu somutlaştıracak materyal kullanılmadığından(meslekte 7.yılım doldu laboratuarlarda ve eğitim araç-gereç üreten firmalarda böyle bir model görmedim.) hedeflenen kazanım istenilen düzeyde öğrenilmiyordu. Bu proje yardımıyla oluşturulan dünya modeli üzerinde öğrenciler dinamometre ile somut ölçüm yaparak sayısal verileri elde ettiklerinden öğrenmenin daha kalıcı olması sağlandı.” bizimgazete63.com 09.05.2012
|
2676 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |