''Viranşehir Yibo'u kapatmada emeği geçenleri(!) hafızalarda kara bir leke olarak kaydedecektir

    İŞLEYEN VE ARTAN BİR BAŞARIYA KAPATILMA CEZASI

      Kurulduğu 1976 yılından bu yana bir çok başarıya imza atan Y.İ.B.O küçük hesaplar ve ince işlenmiş bir planın sonucunda halka faydalı ya da faydasız olup olmadığına bakılmaksızın kapatıldı. Son birkaç yıldır üzerinde başka hesapların ekmeğine yağ süren anlayışlar tarafından topun ağzına alınan Y.İ.B.O’lar tüm Türkiye’de hep birden bir kapatılma furyasına tabi tutulduklarını gördük görüyoruz.

      Bölge şartları itibariyle dezavantajlı kesimleri, yoksul ve fakir aile çocuklarını barındırıyor olması ve pamuk vb işler nedeniyle tarlada kuyu başında olan ailelerin çocuklarını kaydediyor olması açısından saydığımız bu kesimler için bir fırsat olarak değerlendiriliyordu.

      İlçemiz açısından bir kayıp olarak ele alınması gerektiği gibi okullaşma oranlarının ihtiyaca cevap veremediği gibi bir durumu da göz önünde bulundurduğumuzda kapatılması için mantıklı bir neden bulmakta zorlanıyoruz. İlimiz genelinde son yıllarda her defasında karşımıza çıkan başarısızlık tablosu içerisinde her yıl yükselen bir başarı grafiği ile dikkatleri üzerine çeken okulumuz, ilçemiz için bir iftihar vesilesiydi. İlçemiz ve başarılı yoksul Y.İ.B.O öğrencileri(şimdikiler ve daha öncekiler) kendilerine yapılmış olan bu kötülüğü asla unutmayacak ve kapatmada emeği geçenleri(!) hafızalarda kara bir leke olarak kaydedecektir.   

EĞİTİM YILI İSTİŞARE TOPLANTISI YAPILDI

      Aynı toplantıda Eğitim Yılı Genişletilmiş İstişare Toplantısı da Yapılarak şu açıklama yapıldı;

      Eğitim camiasının yıllardır beklediği, memur zam artışları ve sosyal kültürel ve özlük hakları kapsamının genişletilmesi için hükümetle toplu görüşmeden Toplu Sözleşmeye geçişi, hükümet bürokratlarının beceriksiz ve hantal yapısı nedeniyle eğitimcilerin aleyhine geride kaldı. Büyüyen ekmekten memura hiç denecek kadar küçük bir pay düştü.

     Bu süreçte Eğitim Bir Sen’e karşı yürütülen karalama kampanyaları genel yetkili sendika olması hesabıyla süreci daha iyi yönetmediği gerekçesine bağlanırsa bir nebze de olsa haklı karşılanabilir ama ortaya çıkan şey, yılların öfkesinin bir dışa vurumu olarak karşımıza çıkmaktadır. Halkın taleplerinin tamamının Memur-Sen vasıtasıyla dile getirilmesinin ve halkın hassasiyetlerinin bir temsilcisi konumunda olmasının hazmedilmeyişinin çok bariz bir göstergesidir bu.

     Bütün bunlardan sonra yeni eğitim öğretim yılı başladı. Başladı ama sorunlar yumağı bir halde başladı. Milli Eğitim, bakanlıktan alt birimlere kadar hallaç pamuğu gibi darmadağın bir durumda. Bu sıkıntı ve sorunların yılsonuna kadar devam edeceği kesindir.

     Sorunların sebebi bakan ve bakanlığın beceriksiz bürokratlarının hantal yapısı ve çözüm önerilerimize kulak tıkayan yaklaşımlarıdır. Aylardır yapılan uyarılara aldırış etmeyen bir bakanlık kendi bildiği doğruların dar eksenli kalesinde kafasını kuma gömerek yeni eğitim öğretim yılını bekledi.

     İl emrinin kaldırılmış olması, özür grubu atamalarındaki sıkıntılar, il içi ve il dışı atamalarında yaşatılan hayal kırıklığı, norm fazlası öğretmenlerin durumu, alan değişikliği takviminin en geriye alınmış olması, Sınavla öğretmen alan Anadolu ve Fen lisesi türü liselere atamanın ekim ayına bırakılmış olması gibi bir sürü sıkıntıların yaşanmasının altında yatan sebep, hep kendi bildiğini okuyan ve kafasındaki takvime göre uygulamalar geliştiren bakandır.

     Ortaya çıkan bu sıkıntı ve sorunları 4+4+4 eğitim sistemine bağlamak son derce yanlıştır. Yukarıda özetle verdiğimiz öneriler zamanında uygulamaya konulmuş olsaydı. Bu sorunlar %80 oranında ortadan kaldırılmış olacaktı. Bunlardan sadece özür grubu atamaları ile alan değişikliği(yan alanı da kapsayacak şekilde) zamanında yapılsaydı sistem ciddi bir rahatlama içerisine girerdi.

     Bu ve bundan sonraki süreçlerde Eğitim Bir Sen’e çamur atmakla kimse bir prim yapamaz, ancak kaybeder. Eksik ve yanlışlıklarımız olabilir ama diğer sendika ve konfederasyonların eksik, yanlış ve kusurlarından kesinlikle çok değildir. Bu rağmen kimseyi hedef haline getirmiyoruz. Sendikacılığı diğer sendikaların ve bağlı bulundukları kesimlerin hataları üzerinden yürütmek isteseydik, herkesin dile getirilecek tonlarca hata ve yanlışları olduğunu gözler önüne sererdik. Burada Tüm sendika ve konfederasyonların önceliğinin günü birlik hesaplar değil, eğitim kalitesinin yükseltilmesi adına yapılan ve yapılacak olan çalışmalara ön ayak olmak ya da destek olmak olmalıdır. Neticede hepimiz yanlış giden, eksik işleyen v ters giden bir mekanizmanın mağdurlarıyız. Bu mağduriyeti el birliği ile gidermek birlikte göstereceğimiz performansa bağlıdır.  12.09.2012

Yorumlar