"Erdoğan'ı Yedirmeyiz"

Değerli Viranşehir Halkı ve Basın Mensupları.

            Bugün ülkemizde yaşanan gelişmelere sessiz kalmamak ve yasal tepkimizi ortaya koymak adına, Viranşehir Sivil Toplum kuruluşları ve duyarlı Viranşehir halkı olarak burada toplanmış bulunmaktayız.

            Bilindiği üzere dershanelerin dönüşümü süreciyle başlayıp, 17 Aralık’ta gerçekleştirilen operasyonla zirve yapan Cemaat-AK Parti tartışması, gün geçtikçe daha da derinleşmektedir.

            Gelişmeler, Başbakan üzerinden Türkiye’yi hedef alan küresel operasyonu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmıştır.

            Aynı süreçte, Türkiye’nin yakın ve uzak geleceğini kuşatmayı hedefleyen küresel operasyona bilerek destek verenler ile eylem ve tutumlarıyla destek olduklarını göremeyenler de millet nezdinde netleşmeye başlamıştır.

Bugün devlet yapılarına sızarak devlet içinde devlet olmaya çalışan; özgür irademizle seçilen insanlara karşı, milli iradeye karşı, darbe girişiminde bulunanları kınamak ve dik duruşumuzu göstermek için toplanmış bulunmaktayız. Haksızlık karşısında susan olmadık ve asla da olmayacağız.                                                                                                                                      

            Bu hainler, devletin içerisine sızarak devlet içinde devlet olmaya çalışmakta; paralel devlet kurma niyetiyle hareket ederken, özgür irademizle seçilen insanlara karşı darbe girişiminde bulunmaktadırlar

Bugün tüm İslam dünyası zulüm ve baskı altındadır. Mısır’da darbeci Firavunlar, Suriye’de zalim Esed, Bangladeş’te Abdulkadir Molla’yı şehit eden zalimler, Arakan’da Müslümanları yakan Budistler, Gazze‘de çocukları katleden terörist devlet İsrail zulümlerine devae tmektedir.                                                                                                                     

         Ortadoğu’da ve dünyada ayakta kalan ve dik duran tek ülke Türkiye ve tek lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. İslamı yok etmek isteyen İsrail Lobisi ve ülkemizdeki uzantıları bu nedenle meşru hükümetimizi yıkmak ve lideri olan recep Tayyip Erdoğan’ı yok etmek istemektedirler                                                                                                                     

            Darbe dönemi yasa ve yasaklarının temizlenmesi ile yıkımlarının onarılması, eğitim ve çalışma hayatında kadına devlet eliyle şiddetin sembolü başörtüsü yasağının kaldırılması, 8 yıllık zorunlu kesintisiz eğitim dayatmasına son verilmesi, ötekileştirmeye son verilip kardeşlik ikliminin tesis edilmesi, devletin milletinden milletin devletine geçilmesi dahil saymakla bitmeyecek dönüşümler milletin ve millet iradesinin eseridir.

            Bu dönüşümler, küresel operasyonu planlayanların ve destekçilerinin gözünü korkutmakta, farkında olmadan destek verenlerce göz ardı edilmektedir.

            Çözüm sürecinde kat edilen mesafe başta olmak üzere ülkenin bütününü kaplayan ümit, son operasyon sonucu ince bir siyasi mühendislikle baltalanmaktadır. 

            İcraatlarıyla darbe dönemlerinin yağmasına son veren Ak Parti hükümetleri, ekonomideki tekelleşmeyi, baronluk sistemini ve yoksulluğu bitirme çabalarıyla kamuoyu tarafından takdirle karşılanmıştır.

            Büyüyen ve gelişen Türkiye, bölge ülkelerine ve dünya mazlumlarına verdiği destekle bölgesel lider ve küresel aktör olma yolundaki kritik eşiği aşmıştır.

            Korkularından, kaygılarından, kavgalarından ve kamplaşmalarından kurtulan Türkiye, küresel rekabetin kirli paydaşlarında kaygı ve korku üretmiştir.

            Birkaç ay önce Gezi olaylarına katılan çapulculara maddi destek verip, kumanya dağıtan küresel finans baronları, o gün harcadıkları paraları, operasyon neticesinde halkımızın cebinden alarak kendi kasalarına koymuşlardır.

            Bugün itibariyle meydana gelen zarar 122 Katrilyondur.

         Şayet hükümet içinde veya dışında yolsuzluk yapan birileri var ise, bu dünyada ve öbür dünyada bunun hesabını mutlaka vermelidir. Ancak İsrail ve ABD’nin taşeronluğunu yapıp, kirli ittifakın içinde yer alanların saldırılarını kabullenmemiz mümkün değildir. Biz buna dur demeye geldik.

         Bir yılı aşkın bir süredir takibi yapılan dosyaların bekletilip, seçim sürecine girilen bir dönemde pişirilerek önümüze konulması bir tesadüf değildir.

         Yürütülen soruşturmalarda sorgulanan şahıslara savcılar ve polisler tarafından ısrarla Başbakanın aile fertleriyle ilgili sorular sorulması aslında operasyonun tek gayesinin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu göstermektedir.

            Yaşanan bu kavga, dershanelerin korunması ya da yolsuzlukların üzerine gidilmesi mücadelesinin çok ötesine geçmiştir. Doğrudan Tayyip Erdoğan’ı hedef alan sistematik bir kampanyaya dönüşmüştür. Acaba bu kirli ittifaka alet olanlar bu tutumlarıyla kimleri sevindirip, kimleri tedirgin ettiğini biliyorlar mı?

            Ey bu milletin huzuruna, refahına, göz dikenler! Ey zalimler! Milli Birliği ve kardeşliği temin etmek için canını ortaya koyan bu başbakandan ne istiyorsunuz?

         Ey Millet Adına karar veren yargı mensupları; Albayları, Balbayları ve 28 Şubat darbecilerini tahliye ederken, tahliye etmediğiniz BDP’lileri sokağa dökmek için hukuku çiğnediğinizi bu millet bilmiyor mu sanıyorsunuz?

         28 Şubat mimarı Çevik Bir’i salıverip, bu darbenin mağduru Mirza Beyoğlu’nu içeride tutan zihniyet ile Haberal’leri serbest bırakıp BDP’li vekilleri içeride tutmaya devam eden zihniyet 17 Aralık Operasyonunu yöneten zihniyet değil midir?

         Şunu iyi bilmenizi istiyoruz ki. Bu şer cephesi çok yakın zamanda yapacakları operasyon, gözaltı ve suikastlerle özellikle Güneydoğu halkını galeyana getirmeye çalışacaklardır. Siz siz olun asla bu hainlerin tuzaklarına düşmeyin.

         Bu millet asla Kürt ve Türk olarak ayrışmayacak ve ebediyete kadar kardeş yaşayacaktır.                     

         17 Aralık operasyonundaki bütün bilgiler hükümetten gizlenmesine rağmen, Siyonistlere hizmet eden bir takım gazeteci bozuntularına çok önceden servis edilmiştir.

         Mesele dershane meselesi değil, yolsuzluk hiç değildir. Şer cephesinin tek hedefi dünya lideri olan Recep Tayyip Erdoğan’ı yok etmek ve idam sehpasına götürmektir.

         Bu kavga Hükümet-Cemaat kavgası değildir artık. Bu kavga artık İslam düşmanları ile ümmeti Muhammed’in kavgası haline gelmiştir.

Biz de halk olarak, vicdan ve ahlak sahibi olarak; çetelerin ve İsrail uşaklarının bu oyununu bozarak bu tezgahı sandığa gömeceğiz.

         Yanı başımızda yüz binlerce Müslüman’ın kanının aktığı bir coğrafyada bütün zulüm ve insanlık dışı olaylara sesini çıkarmayıp, sadece dershane meselesi nedeniyle, darbeye kalkışanlar İslam alemine zarar verdikleri gibi ABD ve İsrail’e de hizmet ettiklerinin farkında değiller mi?

         Bu oyuna bilerek veya bilmeyerek alet olmuş bütün vatandaşlarımızın bir an evvel batıldan ayrılarak, Hak doğrultusunda hareket etmesini buradan temenni ediyoruz

         Bir daha ifade ediyoruz. Yapılanlar sadece halkın iradesini hedef alan küresel bir komplodur ve İsrail uşaklığıdır.

         Ey bu komplonun içinde yer alanlar! Beddualarınızla, iftiralarınızla bu hükümeti ve dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı size yedirmeyecek ve ona uzanan elleri kıracağız. 

         Basın açıklamasından sonra orada bulunanlar topluca dua ettikten sonra olaysız bir şekilde dağıldılar.  bizimgazete63.com  28.12.2013
 

Yorumlar