Öncelikle aşağıda da belirttiğim gibi Bacanağım Hasan Kardeşimin babasına ve Eski Başbakanlarımızdan dava adamı Necmettin Erbakan’a yüce Allah’tan Rahmet diler yakınlarına taziyelerimi sunarım.

      Evet, ölüm kaçınılmaz bir gerçektir. Peygamberler de dahil olmak üzere yaratılmış her şey bu sonu tadacaktır. Bundan kurtuluş yok. Ama ben diyorum ki Allah ölümünde hayırlısını versin. Son zamanlarda Devlet Hastanemize gelen intihar vakalarında ki artış ister istemez dikkatimi çekti. Her iki günde bir intihar girişimi yaşanıyordu. Araştırdım, sordum soruşturdum ve bu korkunç gerçeği kamuoyu önüne getirdim. Öyleye deve kuşu gibi başımı kumlara daldıramazdım.

    Öncelikle son zamanlarda özellikle kültürümüze yabancı olan dizilerin bunda etkisi çok büyük. Bu dizileri başta anne ve babalar olmak üzere oturup seyrettiğiniz zaman zevkinizi tatmin ederken çocuklarınızın ruh dünyasında onarılması güç yaralar açıyorsunuz ister istemez. Bu dizide ki oyunculara özenen gençlerimiz ise hayatın bir film olmadığını fark edince ister istemez bir bunalıma giriyor. Bu bunalım sürecinde ailesinden aradığı desteği de bulamayınca kaçınılmaz son gelip onu buluyor.

     Bizler psikolog doktorlara gitmeyi gurur meselesi yapıyoruz. Neden ‘’Niye biz delimiyiz’’diye söyleniyoruz. İyi ama sadece deli olanlar o doktora gitmez ki. Hastalık ileri vaka haline gelmeden gitmeli. Hem psikoloğa gitmeli hem de maneviyatımızı artıran eğitimi almalı ve çocuklarımıza bu imkanı sağlamalıyız. Unutmayın o çocuklar size yüce Allah’ın bir emaneti.

      Başta Ailelere olmak üzere İmamlarımıza, öğretmenlerimize ve idarecilerimize olmak üzere herkese büyük görev düşüyor. Beyler – Bayanlar bir uçuruma gidiyoruz. Kim çocuğunun ateşler içinde yanmasını ister. Eğer istemiyorsanız gelin bu çocuklara hakkıyla sahip çıkın. Dışarıya salınıveren çocuklar günün birinde birde bakmışsınız karşınıza Tinerci veya balici olarak çıkmış. O merete alışan erkek çocuklarımız, dizi kurbanı olan kızlarımız iki günde bir intihar girişiminde bulunuyor.

Peki, çözüm ne ; Öncelikle hakkıyla Allah’tan korkan insanın intihar etmesi düşünülemez. O zaman maneviyata çok büyük önem vermemiz lazım. Sonra çocuklarımızın katili olan bazı TV kanalizasyonlarını başta kendinize sonrada çocuklarınıza seyrettirmeyin. Eğitimin ne kadar önemli olduğunu yüce Allah ilk emri ile ortaya koydu. O zaman eğitim, eğitim, eğitim diyorum.

     Sahi okullarda din dersi dışında haftada bir veya on beş günde bir Müftülük bünyesinde çocuklarımıza ve okul aile birliği üyelerine yönelik eğitim verilemez mi? Psikologlardan yardım alınamaz mı? Bu toplantıların sonucunu öğrencilere performans ödevi olarak hazırlatıp ona göre not verileme mi? Bu toplantılara katılmayan veliler kendi elleriyle çocuklara zayıf getirmiş olur. Bana sakın yok demeyin. Eee işte prosedürler, yönetmelikler falan filan diye dert yanmayın. Resmi olan bir kurumun Resmi olan bir kuruma bir tür danışmanlık görevi olarak kabul edin. Benden söylemesi. Saygılarımla