Geçen hafta içinde ta İsviçre’den bir telefon geldi. Arayan Viranşehirli bir hemşerimizdi. Önce kendini bana tanıttı sonra gündeme getirdiği konuyu uzun uzun konuştuk. Bu ablamız bizi kendisinin deyimiyle sitemizden takip ediyor. Viranşehir’de ne olup bittiğini sitemiz sayesinde öğreniyor. Bu ablamız gibi nice Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız sitemizden Viranşehir’i takip edebiliyor. Bu bizim için gerçekten çok güzel bir duygu. Bu sayede Viranşehir’in sesini Avrupa’ya duyurabiliyoruz. Bazen bana sorarlar, bu gazete, bu site senin mi? Diye. Hayır, bu gazete ve site artık benden çıkmış tamamıyla Viranşehir halkının ortak malı, ortak değeri ve kültürü olmuştur. Zaten adı üzerinde; BİZİM GAZETE.

    Efendim lafı fazla uzatmadan bu ablamızla özellikle yerel basının ve STK’ların Siyasi anlamda, Sosyal anlamda ve kültürel anlamda ki önemi üzerine konuştuk. Bizden çok umutlu bir şekilde konuşuyor ve basın ile Sivil Toplum Kuruluşlarının önemine dikkat çekiyordu. Evet, İsviçre de Yerel basına ve STK’lara verilen önem belki burada hak ettiği değeri görmüyor ama özellikle Siyasi gündem için vazgeçilmez bir parça olduğunu özellikle vurguluyordu.

    Aşiretçiliğin yerini artık bu kuruluşların aldığına dikkat çekiyor. Var olan güzel kültürel değerlerimizi de aşiretçiliğe bağlamadan da edemiyor. Konuşmamızın en çok bölümünü Siyasete ayırdık. Bizden çok büyük bir beklentisi var. Bizde yerel basın olarak halkımızı çok iyi tanıdığımızı, onlara sahip çıkma adına elimizden geleni yaptığımızı özellikle son siyasi süreçte bütün enerjimizi bu yönde harcadığımızı anlattık. Çünkü bu son siyasi sürece baktığımız zaman her bir adım atışımız da, yolda yürürken karşılaştığımız vatandaşlarımız, durmak bilmeyen telefonlarımız hep son gelişmeleri sıcağı sıcağına öğrenmek isteyenlerle dolu. Demek ki halkımızın nabzını şu an için en iyi bilenlerden biri olmamız münasebetiyle taaa İsviçre’den bile aranıyorsak varın gerisini siz düşünün.

      Sivil Toplum Kuruluşlarına (benim deyimimle 21.yüzyılın aşiretleri) gelince; Onların yeri zaten tartışılmaz. Toplum üzerinde özellikle yerel bazda etkinlikleri yaptıkları mitinglerle, basın açıklamalarıyla, etkinlikleriyle göz önünde. Bir etkinlik yaptıkları zaman iğne atsan yere düşmüyor. Bir kampanya yaptıkları zaman insanlarımız katkıda bulunmak için adeta yarışıyor. Toplum üzerinde bu kadar etkinliği olan STK’ların elbette siyaset üzerinde tasarrufu da vardır. Bunu siyasetçiler görmüyorsa demek ki bakar kördürler.

   Bazen STK’lar deyince bu deyimi karıştırıyoruz. Benim bahsettiğim odalardan teşekkül eden STK’lar değil. Gönüllü bir şekilde teşekkül etmiş dernekler ve sendikalardır. Bu ikisini karıştırmamak lazım.

    Evet, o ablamıza bize verdiği manevi destekten dolayı çok teşekkür ederim. Gerçekten bu Viranşehir adına çok güzel bir gelişme diye düşünüyorum. Bu arada hazır Avrupa’dan bahsetmişken onların siyasetçilerinin en çok beğendiğim noktasını sizinle paylaşmak istiyorum. İster Başbakan, ister bakan veya bürokrat düzeyinde olsun kendileri veya temsil ettikleri partilerle ilgili en küçük bir ithamda hemen İstifa ederler. Bizimkiler ise koltuğa adeta Japon yapıştırıcı ile yapıştırılmışlardır. Kıyamet kopsa istifayı düşünmezler. İşte bu benim onların en çok beğendiğim yönleridir. Bilmem anlatabildim mi? Saygılarımla.