21 Mayıs 2011 tarihinde yani geçen Cumartesi günü Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan Şanlıurfa’yı ziyaretinde Basın olarak kendisini takip etmek için bizde oraya gittik. Yaklaşık 700 arabadan oluşan (Ceylanpınar dahil) bir konvoyla Şanlıurfa’ya vardık. İster istemez Sayın Başbakanımızı dünya gözüyle görmenin heyecanı vardı bende. O kadar Şanlıurfa’ya gelmesine rağmen bir türlü kısmet olmadı kendilerini görmek. Kısmet bu güne imiş.

        Sayın Erdoğan miting meydanını görünce ister istemez kendileri de sevindi. Gerçekten abartmıyorum 40 veya 45 bin kişi vardı topçu meydanında. O kadar kalabalık vardı ki çocuklarını kaybeden, analarını kaybedenlerin anonslarını sık sık duyuyorduk. Viranşehir’den ise yaklaşık 5 bin kişi gelmişti. Benim bildiğim hususi olarak 10’dan fazla dolmuş tutulmuştu. Ceylanpınar da bir otobüs ve birkaç dolmuş (Taksiler hariç) ile gelmişlerdi.

        Sayın Başbakan miting alanına gelince inanır mısınız adeta Meksika dalgası gibi bir dalgalanma oldu. Beraberinde 4 bakanı da getirmişti. Sayın Hüseyin Çelik’te Şanlıurfa’ya gelenler arasında idi. Bu atmosfer ile miting başladı.

       Sayın Erdoğan konuşmasının başında Şanlıurfa’nın önemli şahsiyetlerini yad etti. Daha sonra tarih boyunca burada yaşayan medeniyetlerden bahsederek sözüne devam etti. Giriş bölümünden sonra sıra gelişme bölümünde idi ki ondan da Muhalefet partileri nasiplerini aldı. Yaklaşık 10 – 15 defa insanlara ölümü hatırlattı. Böylece kendisinin dünya görüşünü de net bir şekilde ortaya koymuş oldu.

       Sayın Başbakan İktidara geldiklerinden buyana Şanlıurfa ve Türkiye’ye yaptıklarını anlattı. İşte bu anlatım sırasında da sık sık Ah benim sevgili kardeşlerim, Ah sağlıkta sıkıntılı günleri çeken sevgili vatandaşlarım, Ah bacılarım vs. Ben tam sayamadım ama yaklaşık bu Ah kelimesini 10 defa tekrar etti. Belli ki Sayın Başbakan geçmişten çok muzdarip olmuş ta bunun üzerinde sık sık hatırlatma yaparak geçmiş ile kıyası yapmamızı istiyordu. Gençlere de ne sıkıntılar çekilip bu günlere gelindiğinin mesajını vermeye çalıştı.

      Evet, Sayın Başbakan Ah çektiği kadar orada bulunan Viranşehirli hemşerilerimizde bir o kadar ah çekti. Nedenini soracak olursanız Sayın Başbakanın bir türlü Viranşehir’e gelme imkanı bulamamasıydı. Sayın Başbakan her ah çekişinde bizimkilerde bir o kadar ah çekiyordu. Sayın Başbakan program bitiminde özel olarak Viranşehir’e 15 dakikasını ayırdı. Bu program dışı bir şeydi. Belli ki Sayın Erdoğan da dolu doluydu. ‘’Ama söz’’dedi. Seçimden sonra teşekkür için geleceğini söyledi.

      Sayın Başbakanım siz oradan her ah çektikçe partililer yanıyor, partililer her ah çektikçe ben yanıyorum. Peki ben niye yanıyorum onu söyleyeyim. İktidarınız döneminde Viranşehir’e her ne kadar hizmet geldiyse de bunu yeterli göremediğim için. Sayın Başbakanım eğer biraz daha fazla ah çekersek içimiz yanacak. Gelin de Viranşehir’in hasreti bitsin ve sorunlarımız çözüme kavuşsun. Hem sizi misafir etmek hem de sorunlarımızı yerinde görmeye davet ediyoruz. Saygılarımla