Temmuz ayının başlamasıyla birlikte sıcaklarında ona paralel bir şekilde artması olağan bir durumdur. Temmuz ayı kendisine emredileni yapıp görevini yerine getiriyor. Sıcaklığın artmasıyla da özellikle bölgemizde bulunan birçok vatandaşımızda tatile çıktı. Bazı vatandaşlarımız ise mecburi tatile! Çıktı. Mecburi dediysem çalışmak için gittiler anlamında.

         Böylesine ortam sıcak bir şekilde devam ederken gelin görün ki Hem siyasi hem spor, hem Türkiye hem de dünya gündemi de buna paralel olarak sıcak gelişmelere sahne oluyor. Baş döndüren bir hızla gelişen olaylar insanı adeta bunaltıyor. İçeride yemin krizi ve şike olayları, dışarıda Arap dünyasında gelişen olaylar ve Gazze’ye gidecek sivil aktivistlerin başına gelenlerin canlı tanıklarıyız. Bunlar olurken başta birçok sivil toplum kuruluşunun v e diğer insanlarımızın gıkını çıkarmaması ‘’acaba sıcak mı çarptı?’’ Sorusunu akla getiriyor.

       Viranşehir açısından bakacak olursak haftalardır ANIZ YAKMA olayını gündeme getirmemize rağmen ne tarla sahipleri ne de yetkililer kılını bile kıpırdatmıyor. Anız yangınından sonra oluşan çevre kirliliği de üstüne tuz biber oldu adeta. Hele akşamları sokaklarda yürürken dumandan nefes alamıyoruz. Şöyle evimizin bahçesinde oturup bir çay içelim diye hazırlanırken üstümüze saman külü yağıyor, dumandan da boğulur gibi oluyoruz. Peki, kimseden çıt çıkıyor mu? Hayır.

       Belli ki sıcaklar bizi fena halde çarpmış durumda. Nasıl çarpmasın? Dışarıda 40 – 45 derece sıcaklık varken anız yakmanın etkisiyle gelen hararetli hava dereceyi bir anda 50 – 55’e çıkardığını tahmin ediyorum. İnsan adeta boğuluyor gibi oluyor. Hele birde hasta, yaşlı ve çocuklar var ki onların hali ayrı bir dert. Demek ki insanoğlunun vicdanına kalırsak vay bizim halimize. İnanın belki bizi diri diri yakarlar. Abarttığımı sanmayın icraatları ortada, fazla söze gerek yok. Ne diyelim Allah iyi etsin.

        Bu kadar yakınmadan sonra gönlümüzü ferahlatacak bir konu ile yazımı tamamlamak istiyorum. Bu Cuma günü malumunuz Regaib gecesi. Bu Mübarek gece münasebetiyle Tepret Camisin de bir program var. Bu programda önce akşam yemeği verilecek, ardından ARAPÇA, TÜRKÇE VE KÜRTÇE olmak üzere 3 dilde mevlidler ve ilahiler okunacak. Dünya TV ise bunu 52 ülkeye canlı bir şekilde naklen aktaracak.

       Program hem bayanlara hem de erkeklere açık olacak. Mutlaka çocuklarda gelecektir. Anız yakmayı düşünen çiftçilerimize seslenmek istiyorum; Bari o gecenin hürmetine olsa da yaptığınız doğa katliamına bir günlüğüne ara verin. İnsanlar Tepret camisine gelecek, dışarıdan gelen misafirlerimiz olacak. Bari onların başına külü yağdırmayalım.Ne dersiniz haksız mıyım? Saygılarımla.