İşte bu yıl da kayıveriyor elimizden Rahmet Ayı. Gelecek yıla kim öle, kim kala?
Yaşayan herkesin ömür sermayesi eriyor gün gün.
Geride ne var, ne bırakıyoruz?
Karda mıyız, yoksa zararda mı? Asr Suresinin bilincinde yaşayanlara ne mutlu.
Dışarıda Somali’yi, Suriye’yi, Libya’yı konuştuk. Ülkede terörü. Şanlıurfa’da Valiliği, tinercileri, tefecileri…
İyiler ve kötüler bir arada. Kiminde iyilik ağır basıyor, kiminde kötülük. Kimininse kalbi o kadar kararmış ki, iyilikten nasibi yok. Ama herkesin akıbeti aynı. Gidiyor, gidiyoruz, gideceğiz. Mahkeme kadıya mülk değil.
Kaddafi de gidenlerin kervanına katıldı. Esad da gidecek. Peki, nasıl anılacaklar? Yaptıklarının hesabını nasıl verecekler?
Ya şu kendi ülkemizdeki savaş. Hayatının baharında kaç yiğidin kanına girildi? Kaç ananın/babanın yüreği dağlandı? Kaç kadın dul, kaç çocuk yetim kaldı? Ne uğruna? O tetiğe basanlar, o tetikçileri ortaya sürenler, onların arkasındaki iç ve dış güçler memnun mu sonuçtan? Razı mı akıbetine?
Üç kuruş para için ocakları söndüren tefeciler, uyuşturucu tacirleri, fuhuş tacirleri, vicdanınız rahat mı?
Devletin gücünü arkasına alıp milletin anasını ağlatanlar, halka hizmet için aldığı yetkiyi kendi keyfi için kullananlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkını doğrudan veya dolaylı yoldan gaspedenler! Siz de gideceksiniz ve hesap vereceksiniz bir gün.
Eline kıytırık bir yöneticilik görevi geçireninden tutun en tepedekine kadar atanmışlar, bu dünyada mevzuatı kendinize uydurabilirsiniz, peki ya Allah’ın mevzuatındaki yeriniz ne? Emrinde çalışanlara zerre kadar değer vermeyen, olur olmaz bağırıp çağıran, hakaret eden amir efendiler, bir gün alırlar altınızdaki koltuğu ve kalıverirsiniz açıkta. Mahkeme kadıya mülk değil, anlarsınız. Ama iş işten geçer çok zaman.
Ey bilgisayar başına oturunca kendini yazar sanmaya başlayan, iki düzgün cümle yazamazken allame kesilen, tehditle şantajla iş bitirmeye çalışan, araştırmadan, sormadan, anlamadan, yalan, yanlış, iftira dolu bozuk cümleler çiziştirip piyasaya süren ve nice insanın hayatını allak bullak eden, ne olduklarını ifade edecek kelime bulamadığım kimseler! Siz de yaptıklarınızın ve yazdıklarınızın hesabını vereceksiniz ha, unutmayın.
Ey anasına, babasına, eşine, çocuğuna zulmedenler, ey akraba hukukunu gözetmeyenler!
Ey hakka hukuka riayet etmeyenler!
Ey yapması gerekeni yapmayanlar, söylemesi gerekeni söylemeyenler!
Ey kul hakkı yiyenler!
Ey Allah’a kulluktan kaçınanlar!
Dünya size de kalmayacak. Mahkeme-i Kübra var işin sonunda. Gidiyoruz, gideceksiniz, hep beraber göreceğiz.
Ama iyi olmak da var şu dünyada.
Vicdanlı olmak, güler yüzlü tatlı dilli olmak, doğruları söylemek, doğrudan yana olmak da var.
Yoksulu, zayıfı gözetmek, onları sevindirmek için çalışıp çırpınmak da var.
Hayırda yarışmak da var. Hizmette yarışmak da var.
Onlar da gidecek elbet, onlar da hesap verecek tabii ki.
Ama mesele geride hoş bir sada bırakmak ve arkasından hayırla yadedilmek…
Tabii daha önemlisi Allah’ın huzuruna defteri temiz ve alnı ak olarak çıkmak. Ve bunun sonucu olarak affolunmuş, sevinçli ve mutlu olmak…
Rabbim gönlünüzden bayram sevincini eksik etmesin.