MEHMET SARMIŞ
mehmetsarmis@gmail.com
DEĞERLER EĞİTİMİ
15/11/2011 DEĞERLER EĞİTİMİ Değerli Meslektaşlarım, Eğitim, birinci önceliğimiz olmalı. Öğretim daha sonra gelir. Zaten eğitim olmayınca öğretim de olmuyor; olsa bile ideal değil. Çocuklarımızın ruh ve beden sağlığını tehdit eden büyük tehlikeler var. Uyuşturucu yaşı ilköğretimlere inmiş durumda. Bali, tiner vb madde bağımlılığı gittikçe artıyor. Şiddet giderek yayılıyor. Evde, okulda, sokakta, televizyonda, internette şiddetin her türlüsünü görerek yetişen çocuklar, bir süre sonra bunu içselleştiriyor ve normal kabul etmeye başlıyor. Kız-erkek ilişkilerindeki çarpıklıklar giderek küçük yaşlara kadar iniyor ve bunun her alanda sonuçları çok olumsuz oluyor. Kan davaları, töre cinayetleri, kadına, çocuğa, hayvanlara yönelik her türlü şiddet yayılıyor. Çocuklar, anne, baba, öğretmen başta olmak üzere büyüklere karşı yeterince saygılı değil. Sevginin adı çok geçiyor ama gerçek hayatta ne kadar görüyoruz? Sevgisiz ortamlarda yetişen gençler sahte sevgilerin peşine düşüyor. Merhamet, acıma duygusu köreliyor. Bencillik, ben merkezcilik, çıkarcılık yaygın. Sorumluluk duygusu zayıf. Fedakarlıktan kaçınılıyor. Giyim-kuşam merakı, bilgisayar ve cep tlf başta olmak üzere teknolojik aletlere sahip olma hırsı, para harcama ve tüketim arzusu normal sınırları aşmış durumda. Varlıklı ailelerde her istediğini elde etmeye alıştırılan çocuklar bir türlü tatmin olmazken, medya vasıtasıyla bunu gören ama sahip olamayan yoksul kesimlerin çocukları isyan ediyor. İdealizm, hizmet aşkı zayıf. Buna karşılık kısa yoldan zengin olma, meşhur olma hırsı ağır basıyor. Paralı ve havalı meslekler tercih ediliyor. Yorulmadan, çalışmadan, bedel ödenmeden köşe dönme hevesindeler. Bu sıkıntılar hem yoksul, hem varlıklı, hem eğitimli, hem eğitimsiz aileler için geçerli. Her birinde ortaya çıkışı ve derecesi farklı olabilir. Tabii bu karamsar cümleleri daha da uzatmak mümkün ama gerek yok. Hepiniz yaşayarak görüyorsunuz. Ama şikayet etmek yetmez. Elbette bu işin sorumlusu sadece biz eğitimciler değiliz. Anne, baba, akraba çevresi, sokak, televizyon, internet, sistem, ortam, şu, bu, birçok sebebi var. Ama biraz da bizim eserimiz değil mi? Daha da önemlisi en büyük görev bize düşmüyor mu? Şanlıurfa’nın 550.000, Türkiye’nin 16.000.000 civarında öğrencisi var. Bu öğrencileri iyi yetiştirebilirsek yarının Şanlıurfa’sı ve Türkiye’si bugünkünden daha güzel, daha huzurlu, daha müreffeh, daha mutlu olacak. Bunun içinde biz de varız, bizim çocuklarımız ve torunlarımız da var. Çocuklarımızın, doktorunu, öğretmenini, bakkalını, kasabını vs biz yetiştiriyoruz. Öğrencilerimiz, yarınlarda karşımıza nasıl çıksın istiyorsak öyle yetiştirmeliyiz? Bana ne deme lüksümüz yok. İşimizin kolay olmadığı çok açık. Çocuklarımıza, sevgi, saygı, merhamet, yardımlaşma, paylaşma, cömertlik, dürüstlük, çalışkanlık, fedakarlık, sabır, şükretme, adalet, hizmet aşkı, özgüven, idealizm gibi olumlu duyguları nasıl kazandırabiliriz? Kişilik sahibi, sorumluluğunu bilen, özgüveni olan bireyler olarak nasıl yetiştirebiliriz? Onları, kibir, kendini beğenme, yalan, dedikodu, bencillik, cimrilik, dalga geçme, alay etme, zarar verme, argo konuşma, sövüp sayma, gevezelik, haddini bilmeme, kural kaide dinlememe vb olumsuzluklardan nasıl koruyabiliriz? Bunun her öğretmen ve her öğrenci için geçerli bir yöntemi yok. Bir defa kesinlikle “ben her şeyi biliyorum” dememeliyiz. “Benden bu kadar” da dememeliyiz. Öğretmenlik, resmi düzlemde yapılacak bir iş değildir. Yüreğini ortaya koymadan ve vicdani sorumluluk hissetmeden başarılı olunamaz. Öğrenciler sizi sevmeli, güvenmeli, samimi bulmalı. Güler yüzlü, tatlı dilli, anlayışlı, şefkatli, sabırlı, fedakar olmalısınız. Ama bu, kuralsızlık veya her şeyi hoş görmek anlamına gelmiyor. Okul idaresi ve öğretmenlerin işbirliği şart. Etkili bir dil. Birebir diyalog. Kesinlikle uzun nasihatlerden kaçınmak gerek. En çok düştüğümüz yanlışlardan birisi bu. Etkili bir dinleme ve iletişim. Güven ve samimiyet. Anlayış ve hoşgörü. Acıyı ve sıkıntıyı paylaşma. Ve rehberlik. Teorik değil, pratik. Çocuğa özel. Ayıplama, alay etme, hor görme, küçük düşürme vb çok yanlış. Duruma göre, idarecilerle, diğer öğretmenlerle, çocuğun ailesi ve arkadaşları ile, gerekiyorsa uzmanlarla bilgi alışverişi ve işbirliği yapmak gerekir. İnternette “değerler eğitimi” ile ilgili bir çok doküman, slayt ve video var. Bizim sanliurfaegitim.net sayfamızı da geliştirmeye çalışıyoruz. Kendi hazırlayacaklarınız daha da etkili olabilir. Öğrencileri, yararlı etkinliklere yönlendirmek çok önemli. Ders çalışan, kitap okuyan, sosyal ve kültürel çalışmalara katılan, enerjisini bu tür çalışmalarda boşaltan çocuklar, kolay kolay yanlış davranışlar içine girmezler. Unutmayalım ki her çocuk, dikkat çekmek, takdir edilmek, beğenilmek, sevilmek ister. Her çocuk derslerde veya sınavlarda çok başarılı olamayabilir. Ama hepsinin yetenekli ve başarılı olabileceği alanlar vardır. Kimi sporda, kimi resimde, kimi resim veya sanatın herhangi bir dalında… Bunları tespit edip o alanlara yönlendirmek, teşvik etmek ve rehberlik yapmak gerekir. Her bakımdan en faydalı yol kitap tavsiye etmektir. Dili, konusu seviyesine uygun, sıkılmadan okuyabileceği kitaplar tavsiye edebiliriz. En önemli konulardan biri aile eğitimidir. Biz öğrencilerimizle beraber onların ailelerini de eğitmeye çalışmalıyız. Veli toplantılarını daha kaliteli hale getirmenin yollarını aramalıyız. Veli ziyaretlerine ağırlık vermeliyiz. Velileri bilgilendirmeye çalışmalıyız. (tlf. sms, yönerge vb) Okulun WEB sayfasını öğrenciler ve velilerle diyalogda etkili bir şekilde kullanabilmeliyiz. Bütün bunları yapabilmek için de öncelikli olarak çocukları okulda tutabilmeliyiz. Okulun dışında kalan çocuklar her türlü tehlikeye açıktır ve etki alanımızın dışındadır. Esas başarımız değerler eğitimi alanında gösterdiğimiz performansımız olacaktır. Hepinize başarılar diliyorum. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KURTULUŞUN 100. YIL HAZIRLIKLARI - 07/08/2019 |
KURTULUŞUN 100. YIL HAZIRLIKLARI |
BİR ACAYİP GENÇLİK - 27/05/2015 |
BİR ACAYİP GENÇLİK |
KENAN EVREN ÖLDÜ, ADI YAŞIYOR - 14/05/2015 |
KENAN EVREN ÖLDÜ, ADI YAŞIYOR |
ÖLÜME ÖVGÜ - 06/05/2015 |
ÖLÜME ÖVGÜ |
YA BİZDENSİN YA DA… - 29/04/2015 |
YA BİZDENSİN YA DA… |
YENİ BİR FIRSAT - 21/04/2015 |
YENİ BİR FIRSAT |
DEVLETİN MALI NEDİR? - 08/04/2015 |
DEVLETİN MALI NEDİR? |
GÜZEL ÖRNEKLER DE VAR - 02/04/2015 |
GÜZEL ÖRNEKLER DE VAR |
BİZ’İ ANLATMAYA DEVAM - 30/03/2015 |
BİZ’İ ANLATMAYA DEVAM |
Devamı |