Belki şahsi bir konu diyeceksiniz ama dost zor günde belli olur misali bugün yazımın bir kısmını şahsileştirip kalan kısmında da bu süreçte yaşanan çok garip bir olayı sizlerle paylaşacağım.

   Yaklaşık 1 haftadan beri 87 yaşında olan benim için oldukça önemli olan annemin rahatsızlığı ile uğraşıyorum. Geçen hafta zaten hasta olan annemin durumu daha da ağırlaşınca bir ayağımız doktorda kaldı. Biraz kendine geldiğinde eve getirip dinlenmeye alıyorduk. Fakat özellikle geçen Pazar günü bütün iletişimimiz kesildi. Nefes alıyor ama hiçbir tepki vermiyordu. Bilinci kapalı bir hale gelmişti. Hemen Hastaneye götürüp gerekli müdahaleler yapıldı. Biz çocukları yanı başında göz yaşları içinde dua ediyor Kur’an okuyorduk. Öyle ya söz konusu olan Cennetin bile onun ayağı altında olduğu annemizdi.

    Yaklaşık 6 saat hastanede kaldıktan sonra yine eve getirip yatağına yatırdık. Sağ olsun duyan komşular gelip bizlere teselli olmaya çalıştılar. Bir yandan gelenlerin tesellisi bir yandan dostların duası bizlere moral oluyordu. Derken madden ve manen yapılanların etkisi olsa gerek gözlerini açtı ve az da olsa bizimle iletişim kurmaya başladı. İnanın o anda ki duygularımı anlatamam.

     İnancımız gereği her canlı ölümü tadacaktır bilincindeyiz, yinede söz konusu olan bir anne idi ister istemez derin üzüntüye kapılıyor insan. Öncelikle İman üzere tüm Müslümanların rabbim emanetini alsın. En önemlisi bu olsa gerek.

     Biz bu süreç içinde annemin sağlığı ile ilgilenirken piyasa da patlak veren TV ve Buzdolabı olayını duydum. Her ne kadar acın büyük olsa da görevimizi yapmak zorundaydık. O sıralar vatandaşlardan inanılmaz telefonlar alıyor bu konuda görüşümü soruyor ve neden haber yapmadığımı sorguluyordu. Bir an için düşündüm; Demek ki vatandaş en doğru en objektif ve hızlı bir şekilde haberleri bizden alıyor da onun için bize telefonlar açıp mesajlar gönderiyordu. Onlarda kendince haklılardı. Nereden durumumu bileceklerdi. Nereden benim için hayati önem taşıyan annemin komada olduğunu.

      Derken hemen toparlanıp araştırma içine girdim, öyle ya biz masa başı haber yapmıyoruz. Bu şekilde haber yaparsak bilmeden birilerini zor duruma sokmuş olabiliriz. Onun için araştırmalarımı yapıp bitirdikten sonra yayına verdim. Olay bu şekilde devam ederken ben gelen mesajlarda mazeretimi bildirirken buna rağmen hiçte hak etmediğimiz halde bir vatandaşın mesajı bizi derinden yaraladı. Durumu izah etmeme rağmen bize inanılmaz iftiralarda bulundu. O mesajı saklıyorum. İnşallah o mesajı gönderen ile karşılaşıp onun nasıl bir insani duyguya sahip olduğunu merak ediyorum.

      Son yönetim kurulumuzun aldığı karar gereği bundan böyle sitemize gönderilen mesajlarda adını soyadını ve mailini yazmayanların mesajı yayınlanmayacak. Öyle ya hanımına kızan bizim üzerimizden ona saldırıyor, bir yetkiliye kızan bizi kale olarak kullanıp onlara etmediği küfür yapmadığı hakareti bırakmıyor. Belki yüz yüze gelse gıkını bile çıkaramayacak ama bizi sigorta olarak kullanmaya çalışıyor. Bu sebeplerden dolayı bundan böyle mesajlar konusunda bu kararı aldık. Saygılarımla