Hani bir söz vardır “Dost Acı Söyler” diye, işte bende bazı acı gerçekleri bugün kaleme alacağım. Şimdiden söyleyeyim hiç kimse bu yazıya ön yargılı bakmamalı, bunu nefsine sorup iyice düşünmeli ve ona göre karar vermelidir diyorum.

            Geçen Pazartesi günü Viranşehir Eğitim Bir-Sen temsilciliği Türkiye’de maalesef hala uygulamada olan başörtüsü yasağını protesto için eylem yaptı. Yapılan bu eylemde gönül isterdi ki bu konuda hassasiyet içinde olan tüm Müslümanların orada olmasıydı. Ama beklediğim tablo maalesef karşıma çıkmadı. Söz konusu olan başörtüsü sorunu idi ve bu tüm Müslümanların hassasiyet göstermesi gereken ortak bir konuydu. Bu sorun bir cemaatin sorunu değildi. Zaten basın açıklamasını yapan bir cemaatte değildi muhafazakar kesmi temsil eden bir sendikaydı.

            Böylesine bir konuda birlik ve beraberlik içinde hareket edilmeyecekse ne zaman hareket edilecek. İslam birliğini cemaat boyutuna indirip “Benim cemaatimin basın açıklaması senin cemaatinin basın açıklamasından daha iyidir” mantığıyla hareket edilecekse o zaman bu davayı insanlara anlatmakta çok büyük zorluk çekersiniz. Bu davayı anlatmak bir tarafa insanların güvenini kazanmakta, onlara yardımcı olmakta ve onların İslam’a bakış açısını değiştirmekte bir arpa boyu ilerleyemezsiniz. Haaa eğer benim öyle bir derdim yok diyorsanız o zaman bir gün gelir bu yalnızlığınız çölde su arayan bir insanın durumuna dönüşür. O çölde de boyuna hep serap görürsünüz.

            Hak arama konusunda öyle cemaatler var ki sanki “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla hareket ediyor. Oysa ki bir yahudi ata sözü olan bu durum bir zaman gelir hak arama duygunuzu köreltebilir. Dünya işleri ile meşguliyetin verdiği rehavet asla insanı kurtuluşa erdirmez. Bu dünyanın ne mevkisi, ne makamı ve nede malı insanı kurtarmayacaktır. Ayrıca İslam dini ne zenginin, ne fakirin, ne kadının ve nede erkeğin dinidir. Bu din tüm insanlığın kurtuluşu için Yüce Allah tarafından gönderilmiş son kurtuluş dinidir. Ama izlenilen metod Muhammedi (sav) metot değilse o zaman bu durum insanı uçuruma götürür.

            Ben iyi niyetimle bir şeyler yapmaya çalışıyorum diyemezsiniz, çünkü Cehenneme giden yol, iyi niyet taşları ile donatılmıştır. Ben İslam’ı en iyi bir şekilde temsil ediyorum diyemezsiniz çünkü İslam kimsenin tekelinde olmadığı gibi izlenilen yol Efendimiz Hz.Muhammed’in yolu değilse ağzınızla kuş yakalasanız nafile. Lütfen, artık insanları partilere ayırır gibi cemaate bölme ve benim cemaatim tüm cemaatlerden daha iyidir mantığıyla hareket etme ayrılığına düşürme yanlışına düşmeyelim. Bu dini hedef almış insanların ekmeğine yağ sürmeyelim. Dünya makam ve mevkisi için bir cemaate yaranmayalım, çünkü o yaranmaya çalıştığınız cemaate yaranacağınıza Yüce Allah’ın sünnetullahına yaranalım. İşte tek kurtuluş yolu da budur.

            İslam’i hassasiyeti olan birinin yaptığı yanlışı tüm İslam’a mal eden insanlara da şunu söylemek isterim; İnsan beşerdir ve her an şaşmaya müsaittir. Bir kişinin veya bir cemaatin yaptığı yanlışı tüm İslam’a mal etmek ancak insanın kendi kendini kandırması demektir. O insan yanlış yapmış olabilir ama İslam tertemizdir. O insan üzerinden İslam dinine bakmak insanı felakete sürükler. Çünkü İslam hiç kimsenin tekelinde değildir. İnsan bozuk olabilir ama İslam asla. Size bir tavsiyem, Kim Allah’ın emrini, Peygamber Efendimizin (sav) sünnetini yaşamaya gayret ediyorsa ve size karşılıksız bir şey veriyorsa onu alın. Eğer hala bu konuda “Ben öyle insan göremiyorum” diyorsanız o zaman neden siz bunu başarmıyorsunuz? Saygılarımla.