Çok uzun zamandan beridir yazmak istediğim ama gelişmeler sonucu bir türlü yazma fırsatı bulamadığım bir hayalim vardı. Müsaade ederseniz bu haftada bunu sizlerle paylaşmak isterim.

                Hep hayal etmişimdir, bir siyasetçinin belli bir mevkiye geldiğinde işgal ettiği koltuğun hakkını veriyor mu veremiyor mu? Sorusunu kendisine hiç sorduğu oluyor mu diye? Aldığı görevi hakkıyla yerine getirip şeffaf bir şekilde görevini ifa ediyor mu? Diye. Başını yastığa koyduğunda bugün ben ne yaptım diye düşünüyor mu?

O siyasetçi ki işçiyle ekmeğini bölüşecek, komşusuyla irtibatını kesmeyecek, cep telefonu 24 saat açık kalacak, çevreye duyarlı, sürekli halkın içinde olup onların dertlerine derman arayacak, dağıtacağı adalet ile Hz. Ömer’i andıracak nitelikte olmasını hep hayal etmişimdir. Siyasi çıkarlarını” Ben halka hizmet için siyasete atıldım” masalı gibi değil de, görev verildiği için bunu yapıyorum anlayışına sahip olanların görev yaptığı bir siyasetçi hayal ediyorum.

                Aynı hayalim kurumlar bazında da geçerlidir. Öyle bir kurum amiri hayali taşıyorum ki görev yaptığı mesai saatleri içinde kapısı hiç kapalı kalmayacak, Hakkaniyet ölçüsünde davranacak ve ölçüyü asla kaçırmayacak bir kurum amiri hayal ediyorum. 

                Eğitimcisinden sporcusuna, sağlıkçısından işçisine kadar adam kayırmayacak, bu benim adamımdır, bu benim cemaatimdendir, bu benim ideolojimdendir, bu benim aşiretimdendir demeyecek, hak hakkaniyet ölçüsünde görev yapacak anlayışıyla hareket eden bireylerin hayalini kurmuşumdur hep.

                Hangi statüde görev alırsa alsın hastayı ziyaret edecek, yaşlılara moral verecek, çocuklara şefkatli davranacak, fakir fukaranın hakkını, yetim çocuğun istikakını yedirmeyecek bir sorumluyu hep hayal etmişimdir.

                Eğer içinizden biri bu hayalimi “ Ben Gerçekleştirebilirim” diyebiliyorsa ben buradan açık bir şekilde ifade ediyorum ki hangi konumda olursa olsun sonsuz desteğimizi görecektir. Sağ elin verdiğini sol elin görmemesi gerekirken sosyal paylaşım sitelerinde neredeyse hapşırmasını bile reklama çeviren anlayış maalesef benim hayallerimin insanı değildir.

                Elbet bir gün…Elbet bir gün bu hayallerimin gerçekleşmesi için canla başla çalışan birileri çıkacaktır. Ve o kişide dünyanın en mutlu ve bahtiyar insanı olacaktır. Mutlu olmak istiyorsan, sevinen biri olmak istiyorsan, önce sen mutlu edecek ve sevindireceksin. Gerçek sevgi ve mutluluğun anahtarı da işte tam burada. İnanmayanlar için denemesi bedava…Saygılarımla.