Gazetecilik mesleğinin kutsallığı o mesleğe gösterilen saygı kadardır diye düşünüyorum. Yani kişi yaptığı işe ne kadar saygı duyarsa diğerleri de o kadar saygı duyar ve bu meslek hak ettiği değerini görür.

                Son dönemde birazda ilerleyen teknolojiden olsa gerek eline fotoğraf makinesi veya kamerayı  alanlar kendilerini gazeteci sanıp sosyal paylaşım sitelerinden yaptıkları paylaşımlar ile piyasaya çıkmaya başladı. Facebook ta kurdukları sayfalar ile kendi kendilerini gazeteci sananlar var. Oradan buradan aşırdıkları haberler ile (Ki ben buna emek hırsızlığı diyorum) sosyal paylaşım sitelerinden paylaştıkları haberleri piyasaya sunup “Bende gazeteci oldum” havasında olanlar çıktı meydana. Yalan yanlış bilgiler ile bu mesleği adeta ayaklar altına almaya çalışıyorlar. Nasıl olsa bu konuda denetleme mekanizması olmadığından o kadar rahat davranıyorlar. Allah’tan halk bunlara itibar etmiyor.

                Siz gazeteciliği ne sanıyorsunuz? Günün 24 saati emek mi veriyorsunuz? Gecenin bir yarısı habere mi koşuyorsunuz? Halkın sorunlarını dile getirmek için aralarına karışıp onların sorunlarını mı dile getiriyorsunuz? Gece günde 5 saat yatıp bazen aç gün boyu yemek yeme fırsatı mı bulmayıp çalışarak emek mi veriyorsunuz? Elinize kalemi (Son dönemde bu klavye oldu) aldığınız da kendinizi yazar mı sanıyorsunuz? Eğer yazar iseniz hangi alan da bir araştırma yapıp ta halkın sorunlarına çözüm buldunuz?

                Sizin ki olsa olsa emek hırsızlığı olup ondan bundan haber aşırmak ve bu haberi de koftiden kurduğunuz sitelerde yayınlayarak kendinizi gazeteci sanmanızdır. Beyler, gazetecilik emek ister, vefakarlık ister, fedakarlık ister en önemlisi gönül ister. Bu işi severek gönülden yapmıyorsanız asla başarılı olamazsınız. Aslında sizin başarı gibi bir derdinizde olmaz, çünkü sizin olsa olsa tek derdiniz olabilir o da nasıl kısa yoldan köşeyi dönebilirim. Beyler gazetecilik köşeyi kısa yoldan dönme mesleği değil, bunu asla aklınızdan çıkarmayın.

                Aslında onların neden bu şekilde yaptıklarını ben çok iyi anlıyorum. Malumunuz 2014 yılında yapılacak seçimler için piyasadan bir şeyler koparmaktır. Seçim sonrasında ise bi de bakarsınız pır uçuvermişler. Bu her seçim döneminde yaşanan bir durumdur. Ama biz bu işi asla böyle yapmıyoruz. Biz seçimden önce de seçimden sonra da halkın yanında, onların sorunlarını dile getirmeye devam edeceğiz. Bu bizde hep böyle olmuştur. Daha öncede söyledim şimdide söylüyorum; sitemizden alınan haberler kaynak gösterilmedikçe size hakkımızı helal etmiyoruz. Kanuni haklarımızı  da saklı tutuyoruz. İyi valla biz günün 24 saati çalışalım, emek verelim, çoluk çocuktan mahrum kalalım, uykumuzdan fedakarlıkta bulunalım, aç kalalım, sizde gelip hazıra konun ve “Bende gazeteci oldum” deyin. İnsan önce Allah’tan korkar, ha korkmuyorsan o başka.

                Sözün kısası, yaklaşık 5 yıldan bu yana yayın hayatına gazete ve site ile devam eden bizler (Bunun geçmişi yıllara dayanıyor) şimdiye kadar kendimizi ve sevdiklerimizi utandıracak bir haberin altına imza atmadık çok şükür. Yalan, yanlış ve taraflı haber yapmadık, kalemimizi silah olarak kullanmadık. Haksızlık adına haktan yüz çevirmedik, emeğimizi zayi etmek isteyenlere prim vermedik. Bu yüzdendir ki başta Viranşehir halkı olmak üzere bölge halkının güvenini kazandık. Bizim için en önemlisi de halkımızın bize olan inancı ve güvenidir. Biz bunu emek hırsızlığı ile iki kıytırık aşırma haber ile başarmadık. Biz emek verdik emek. Bilmem anlatabildim mi? Saygılarımla