Öyle bir zamana kaldık ki;

Keramet sana bakanların

Gerçek yüzünü görebilmekmiş

Kehanet aynaya bakınca

Kendini görebilmekmiş

Ve merhamet

Canına bir yavru kedininki kadar

Değer verip, acıyabilmekmiş

İki kişilik sancıyabilmekmiş sevmek

Marifet, bakınca görebilmek

Dinlerken duyabilmek

Düz yolda yürüyebilmekmiş..

Cesaret gerçeği söyleyebilmekmiş

Feraset nefsini dizginleyebilmek

Ve asalet, kalbine sevgiyi giydirip

Adaleti içine sindirebilmekmiş

Hayaller büyütmekmiş hayat

İçinde hep bir çocuk bırakarak

Ölmeden mezara girmekmiş memat

Ruhunu tevazu yalıtımları ile yalıtarak

Helalinden aş elde edebilmekmiş

Hüner, taşı kendine atabilmekmiş

En yukarıya çıkıp,

Kendini aşağı yuvarlayabilmekmiş

Mücadeleyi içinde verebilmekmiş

Egona karşı zaferler elde etmekmiş

Yağmurda ıslanabilmekmiş hayat

Yaşamak hazanda sararıp düşerken

İlkbaharda geri gelebilmekmiş

Tanıyabilmekmiş evvela kendini

Karşılıksız ve çıkarsız

Uzatabilmekmiş düşene ellerini

İyimser bakıp boğabilmekmiş

Sevgiye,

sevgiliye teslim etmekmiş yüreğini..

Lütuf sayılan

Sıcak yatağında ölebilmekmiş

Kendi gölgene düşebilmekmiş

Meziyet

Acziyetini yüzüne vurup

Hizmet saflarında

Büyük hezimetlerdeki

Eziyeti göğüsleyebilmekmiş..

Beceri

Maskesiz çıkabilmekmiş sokağa

Sığınmadan başka yüzlerin sığınağına

Şemsiyesiz direnebilmek sağanağa

Bülbül olup girebilmekmiş her bağa

Gecenin karanlığına inat

Rahat vicdanla girebilmekmiş yatağa

Düşmek hiç ayıp değil, Mesele

Düştüğü yerden kalkabilmekmiş ayağa..

Oysa,

Bize yalan söylemiş büyüklerimiz

Bir de büyük geçinenlerimiz

Güzele bakmak değil

Güzel bakabilmekmiş sevap

Bulabilmekmiş her soruya bir cevap

Düşmüşüm yar ateşine

Ciğerler şiş, yürek kebap

Edebiyat dünyası, bilimler tarihi

Açsın aşkımın ateşine yeni bir bap..

Desen ya hazret

Nedir sendeki bu hal, hareket

Ey ademoğlu, insan emmi

Mazeret

Dönen devran, zamanın kötü demi

Senin kabahatin yok öyle mi

Bırak

vicdanını rahatlatan türden her söylemi

fedakarlık, madem onun yok

o halde benim de olmasın eylemi..