İnsan oğlu yaradılış gereği İnanmak zorunda olduğunu ya biliyor yada bilmiyor. Ama hiç kimse inançsız değildir. Şöyle ki ehli kitap olsun veya olmasın sonuçta mutlaka bir inanca sahiptir. Ehli kitap olanlar, putperestte, ateş perestte sonuçta bir inanç sahibidirler. Kendilerini Ataist olarak görüp yaşayanlarda bir inanca sahiptirler. Sonuçta onlarda bir yaradanın olmadığına inanıyorlar.

                Elhamdulillah biz Müslümanlar Allah’ın birliğine, gönderdiği tüm Peygamberler, indirdiği tüm kitaplara, Meleklere kısacası İmanın şartlarına iman eden, inanan insanlarız. Bu İmanı zorla bize kimse vermedi, ve zorlada kimse alamaz. Aklı baliğ olduktan sonra düşünüp Yüce Allah’ın bize verdiği en büyük nimet olan Aklı vicdani bir şekilde kullanırsak zaten ister istemez bu yoldan ayrılamayız.

Sahi Yüce Allah’ın bize verdiği en büyük nimetin akıl olduğunu biliyor muyuz? Akıl, İmandan da, Namazdan da önce gelir. Aklı olan bunlardan mükellef olur, aklı olmayan mükellef değildir. Aklı olan neyin iyi neyin kötü olduğunu bilir. Önemli olan o aklı kiraya vermemektir. Şehit İmam Hasan El Benna “İslam’da Şahıslara bağlılık yoktur, Şahıslar, Allah ve Rasûlü'ne bağlılığı derecesinde itibar görürler” demiştir. Ne kadar da güzel bir şekilde ifade etmiştir.

Bir örnekle açıklamak gerekirse Mekke’nin Fethi esnasında yıllarca İslam ile mücadele etmiş Ebu Sufyan yakalanıp Peygamber efendimizin (sav) huzuruna getirildiğinde Hz.Ömer (ra) tarafından boynu vurulmak istmişse de kendisine müsade edilmedi. İslam’a girmesi için baskı yapınca Hz.Bilal (ra) İslam’da zorlama yoktur, kendi tercihini kendisi yapsın” dediği rivayet edilir. Bu sözden oldukça etkilenen Ebu Süfyan hemen Müslüman olur. Az önce kendisini öldürmek isteyen Hz.Ömer ona sarılıp tebrik ettiği rivayet edilir. İşte fark burada Zorlanan akıl insanı yanlışlığa götürür ki buda Allah muhafaza Münafıklık Alametidir. Ama insan aklını kiralamaya verince Allah’ın kulu değil de insanın kölesi olur.

Bizler her ne yaparsak yapalım ölçümüz daima İslam olmalı kişiler olmamalıdır. Kişiler yanılır ama İslam asla yanılmaz. 1430 yıldan beridir sönmeyen, kirletilemeyen bu Nur asla zarar görmeyecektir. Çünkü onun koruması Allah tarafından yapılıyor. Bazı art niyetli veya iyi niyet taşıdığını söyleyip İslam adına zarar veren şahıslar tarihin her evresinde var olmuşlar. Onların bu var oluşu insanların onlara akıllarını kiraladığındandır.

Bizim daima ana kaynağımız Kur’an ve Sünnet olmalıdır. Ölçü bu olduktan sonra hiçbir sorun yoktur. Asıl sorun İslam’ı gereği gibi öğrenememe, yaşayamama ve anlatamamaktır. Sözün Özü: Bakın size açık ve net bir şey söyleyeyim: SİZE MENFAATSİZ OLARAK VERİLEN BİR ŞEYİ HEMEN ALIN AMA İÇİNDE ZERRE KADAR MENFAAT SAĞLAYAN BİR ŞEYDE VARSA ALMAYIN, BU ZARARDIR, AKLI KİRAYA VERMEKTİR. Saygılarımla.