Geçen hafta Suriye’de esed zalimi ve taraftarlarının yaptığı vahşet basına yansımış bu fotoğraflar bir anda dünya gündemine oturmuştu. Kamuoyuna yansıtılan sadece birkaç fotoğraf orada neyin nasıl bir şekilde yapıldığının göstergesi olmuştu. Bizim görmediğimiz daha nice fotolar var ve bunların birçoğu da maalesef Müslüman bacılarımıza ait. Eğer o fotolarda kamuoyuna yansıtılırsa herhalde yaşanan bu küresel infial daha başka olur sanırım.

                Şahsen ben bu tür katliam fotoğrafları ile ilk kez zalim ve Kafir Şaronun Sabra ve Şatilla daki Filistinli mültecilere yaptığı, esed’in babasının Suriye’deki Hama katliamı ile gördüm. Gençliğe ilk adım attığım o yıllarda bu vahşet karşısında adeta kanım donmuştu. Daha sonra bu katliamlar Filistin’de, Kuzey Irak’ta, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da, Mısır’da, Myammar’da ve Suriye’de aldı başını gitti. Bu durum öyle bir hal aldı ki artık Müslümanlar dahil sıradan bir olaymış gibi görmeye başladı. Yani bu görüntülerle bir nevi Sinirlerimiz alındı ve sıradanlaştırıldı. Aslında en tehlikelisi de buydu.

                İşin garip tarafı ise bu zulümler hep Müslüman beldelerde oluyor ve olan Müslüman halklara oluyordu. Dikkat edin yukarıda yazdığım beldelerin hiç biri gayri Müslim beldelerde meydana gelmemiştir. Bir insan olarak gelmesini de istemem. Müslüman halklar ise bu olaylar karşısında elbette ki tepkilerini dile getirmiştir ama yeterli olduğunu sanmıyorum. Neden derseniz az önce bahsetmiştim ya bizim Sinirlerimiz alındı diye.Alınan sinirlerimiz yüzünden artık sadece birkaç basın açıklamasıyla bu işi geçiştirmeye çalışıyoruz.

                Birileri tarafından yapılan bu zulümler karşısında Müslüman halklar adeta uyuşturulup tepkisiz bırakılmaya çalışıyor gibime geliyor. İşin bir başka tuhaf tarafı ise Zulmü gören Müslümanlar, Katliamı yaşayan Müslümanlar ama Terörist etiketi de yapıştırılan Müslümanlar. Oynanan oyun çok iyi planlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Yapılan katliamlar ve işlenen cinayetler başkaları tarafından yapılıp faturası Müslüman halklara çıkartılıyor. Bunu görmeyecek kadar artık aptal olmamak lazım.

                Peki çözüm ne? Çözüm aslında gayet basit ve açık, Peygamber Efendimizin (sav) söylediği gibi Kur’an ve Sünnette hakkıyla sarılmak, şuurlanmak, bilinçli bir İslami hayat yaşamaktadır. Şov beşinde koşan İslami kimliklerin peşini bırakıp gerçek manada canıyla, malıyla ve evladıyla bu davaya fedakarlık yapan insanların yanında olmaktır. İslamı kaynağından öğrenip nasıl yaşamamız emrediliyorsa öyle yaşam tarzını seçerek yaşamaya çalışmalıyız. Bu durum Zalim ve Kafirlerin elbette hesaplarına gitmeyecektir. Onlar asla İslam’ın iktidara gelmesini istemeyeceklerdir. Ama çözümde buradn başka bir yerde de bulunmamaktadır.

                Yazımı Efendimizin bir hadisi şerifiyle bitirmek istiyorum. “Allah’a inandım de sonra da dosdoğru ol”. Bu hadis ben Müslüman’ın diyen herkesi bağlar. Şimdi bu hadis çerçevesinde nasıl bir yaşam sürdürdüğümüzü göz önüne alarak hasabımızı yapalım. Eğer bu hesabı şimdi yapamazsak Ahrette ki hesabımızı nasıl vereceğiz, bir düşünün? Saygılarımla.