Bu hafta aslında başka bir konuya değinecektim ama gazete olarak yaşadığımız süreç beni Salı günü yaşadığımız olumsuz bir olay üzerine yazmaya götürdü. Salı günü yine her zaman ki gibi normal mesaimize geçerek matbaaya geldim. Değerli kardeşim Furat Bilen erken kalkmış ve matbaayı açmıştı. Ben yine sabahın erken saatinde bir habere gitmek durumunda kalmıştım. Matbaaya döndüğümde Furat usta bana kepenk anahtarının zorlandığını ama açılmadığını söyledi. Hemen incelemeye başladık ve gizli anahtar diye tabir ettiğimiz kısım kişi veya kişilerce zorlanmış ama Allah onlara bu fırsatı vermemişti.

                Bunu yapanların niyetini ve kimliklerini bilmiyorum ama iyi bir niyetle gelmedikleri de ortada. Şöyle bir düşündüm de bir insan neden matbaaya girmek ister, inanın aklıma hırsızlık namına hiçbir şey gelmedi. İçeride 5 tonluk bir makine ve kağıtlar var ve bunlar kimin işine yarar. İnsanın aklına farklı şeylerde gelmiyor değil ama biz hiçbir zaman niyet okuyucu olmadığımız için kimsenin günahını almak istemiyoruz.

                Olay sonrasında kamuoyunun dikkatini çekmek için elbette haber yaptık ve gerek Viranşehir’den gerekse Viranşehir dışından üzüntülerini belirten yüzlerce mesaj ve telefon aldık vatandaşlarımızdan. Bu mesajlar bizim için o kadar anlamlıydı ki bir nebzede olsa moral açısından bize destek oldu. Viranşehir’den ve dışından Gelen mesajların tamamına yakını okurlarımızdan gelmişti. Bazı istisnalar hariç Allah’a çok şükür hiçbir siyasi parti ve siyasetçiden geçmiş olsun mesajı almadık. Buda bize ne kadar doğru bir çizgide olduğumuzu, halk tabanında Bizim Gazete’nin ne kadar değerli olduğunu görmüş olduk. Allah hepsinden razı olsun.

                Yayın hayatına başladığımız günden beri gerek gazete ve gerek sitemiz Viranşehir’e Gazeteciliğin hak ettiği değeri görmesi açısından çok farklı noktaya getirmiştir. İzlediğimiz yayın politikası ile her kesimin gazetesi olduğumuzu bize gelen mesajlardan çok iyi anlıyoruz. Bu gazetede herkes mutlaka kendini görür. Hiç kimseye, ne siyasi, ne kurumsal nede kişisel bir ayrım yapmadık. Bazı kurum ve siyasilerin bize ayrım yapmalarına rağmen yinede sabırla yolumuza devam ettik. Gazetemizi 15 Ekim 2009 yılında yayın hayatına başlattık. Dikkat edin o tarihte herhangi bir seçim davası da yoktu. Biz sırtımıza halkımızın dertlerini koyup yola çıktık ve onların dertleri ile dertlendik. Bugün geldiğimiz nokta bunu ap açık bir şekilde de gösteriyor.

                Viranşehir halkımızın (Yetimi, mazlumu, fakiri, kimsesizi ve her kesimi) bire bir sorunları ile hiç ayrım etmeden (Art niyet taşıyanlar hariç)  ilgilendik. Bana ne demeyip veya kulak arkası etmeyip hep koşturduk. Hiçbir zaman telefonumuzu kapalı tutmadık. Yılın 12 ayı, günün 24 saati halkımızın yanında olduk. Resmi anlamda halkımızın karşılaştığı bürokratik engelleri aşma adına omuz omuza olduk. İyi niyet gösteren amirlerimize buradan sonsuz teşekkür ediyorum. Ve biz bunları yapmaya da devam edeceğiz. Bizim samimiyetimize inanan halkın (Çünkü bizim onlardan hiçbir beklentimiz yok) bu ilgisi olduk sürece yolumuzdan asla ayrılmayacağız.

                Bu yazdıklarımın bir savunma veya başka bir niyetle yazıldığını sakın düşünmeyin. Beni bilen bilir; Ben bir yazıya başladım mı bir kez yazar ve sadece imla kurallarını düzeltme adına kontrol ederim. Yazdıklarımı içimden geldiği gibi yazar bunu tabiri caiz ise kaleme dökerim. Saygılarımla.