Bu haftaki yazımı bundan yaklaşık 4 yıl önce yazdığım köşe yazıma ayırdım. Bakın 08.02.2011 tarihinde yazdığım o yaz da neler demişim ve bu günkü tablo ile karşılaştırınız. Yorum sizin...İşte O Yazım:

            Zamanın birinde Konya da Milletvekili seçimine giren emekli bir imam varmış. Bu imam yıllarca o yörede insanlara elinden geldiği kadar hem maddi hem de manevi yardımda bulunurmuş. Böyle birisi olarak tanınan bu imamımız seçimlerden sonra istediği oyu alamayınca o yörenin halkına’’365 gün arkamda namaz kılarsınız ama zamanı geldiğinde de Zekatı başkasına verirsiniz’’diyerek veryansın etmiş. İmamım burada ki Zekattan kastı ise Oy imiş.

            Geçen gün bazı siteleri internette gezerken bizim bazı aday adaylarımızın boy boy fotoğraflarını gördüm. Onları görünce işte aklıma yukarıda ki olay geldi. Şimdi siz yaklaşan bu seçim süresince reklamınızı istediğinize verebilirsiniz. Bu Gazete olsun, TV olsun veya internet sitesi olsun. Ama sonuçta dönüp dolaşıp bu halkın karşısına çıkacak ve ondan oy isteyeceksiniz. İyi de bu halka kendinizi, amacınızı ve projelerinizi anlatmak için burada ki yayın organlarına ihtiyacınız var. Siz daha Milletvekili seçilmeden şimdiden gözünüz dışarıda, nasıl bu millete hizmet edeceksiniz.

             Benim bildiğim kişi seçim bölgesinde çalışmalarını yapar eğer seçilirse o yöreye hizmetini de yapar. Yok eğer böyle bir niyetiniz yoksa çıkın açık açık bir şekilde millete anlatın. Artık birini ikna etmek o kadar zor olmuş ki; Ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız. Ben sadece kendi adıma söylemiyorum. Burada bu alanda ekmek yiyen herkes için söylüyorum. Niye bir başkası dışarıdan gelip bize bu imkanı vermiyor. Artık varın gerisini siz düşünün.

            Ekonomik açıdan milliyetçi olmak lazım diye düşünüyorum. Bu düşünceyi de zamanın Şanlıurfa Valisi (Şu Anda kendisi Milletvekili) Sayın Ziyaettin Akbulut bana telkin etmişti. ‘’Sizin mahsulünüz, sizin zekatınızda sizde kalsın. Önceliği buraya göstermeniz lazım, zaruri durumlarda dışarı açılmak lazım’’diye. Bakıyorum Şanlıurfa’ya hakikaten hem siyasi açıdan, hem ekonomik açıdan hem de eğitimde gelişme açısında bizden yıllarca önde. Bırakın Şanlıurfa’yı yanı başımızda bulunan birçok ilçeden dahi yıllarca geri durumdayız.

            Yıllarca ufku olmayan, günü birlik politikalarla yönetildik. Hala şu aday adaylığı süresince bile birbirimizin ayağını kaydırmak için on takla atıyoruz. Böyle dar çerçevede ‘’olursa sadece benim olsun’’ mantığıyla yıllarımız geçti. Sonuçta ne oldu? Ne kendileri kazandı ne de halkımız kazandı. Hala bunlardan ders alınmıyorsa gerçekten şaşmak lazım.

            Evet, nereden başladık nereye geldik. Sizin anlayacağınız içimiz dolu dolu ama usulüyle anlatmaya devam edeceğiz. Sizlerin hissettiğini hissediyor, duygularınıza tercüman olmaya çalışıyoruz. Çünkü biz sizinle beraberiz. Saygılarımla.