Aklıselim her mümin bilir ki, İslam dini, İslami ilimleri bilen ulemayla kaimdir. Peygamber (sav) den sonra onun Ashabı, sonra tabiin, sonra tebe-i tabiinden olan ulema, İslam’ın insanlığa öğretilmesine öncülük ettiler. Sonraki kuşaklarda da yine Rabbani âlimler hep var oldu ve var olmaya da devam edecektir.

         Kıyamete kadar yeni bir peygamber gelmeyeceğine göre, insanlığın ve özellikle Müslümanların, dinlerini öğrenip yaşamaları, ancak âlimlerin rehberliğiyle mümkündür. İşte işin püf noktası da tam burası. Düşmanın tarih boyunca âlimleri neden hedef seçtiklerine bir de buradan bakmak lazımdır.

         İslam âlimlerinin itibarsızlaştırılması, ümmetin âlimsiz kalmasından daha da tehlikelidir. Çünkü ümmet, âlimlerin değerinin farkında oldukça, kendi içinden âlimler çıkarmak için gereğini yapacaktır. Ama âlimlere karşı bir ön yargıya sahip edilmiş se, bırakın kendi içinden âlimler çıkarmayı, kendisinin içinden çıkmış âlimlere de şüpheyle yaklaşacaktır. Hatta belki o âlimlere karşı düşman cephesinde yar alabilecektir.

   O zaman da şu nebevi mucize gerçekleşmiş olacaktır. "Allah Teâlâ ilmi, insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimlerin vefatıyla yeryüzünden alır. Derken âlim kalmayınca, insanlar bir kısım cahilleri kendilerine lider edinirler. Onlara sorulur; onlar da bilmedikleri halde fetva verirler. Böylece hem kendileri sapar düşer, hem de insanları saptırırlar." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Riyazussalihin H no= 1395)

   Eski Türk filmlerinde hoca, âlim vb. dini figürlere nasıl saldırıların yapıldığı malumdur. Aslında bu, basit bir film senaryosu veya sıradan bir komedi konusu değildir. Aksine kökü çok derinlerde olan ustaca, sinsi ve kalleş bir planın parçasıdır. Hatırlayalım. Mekke müşrikleri Resulullah (sav) ı göden düşürmek için “Şair” “Deli” “Sihirbaz” vb. nice benzetmeler yapmışlardı.

   Şimdi sosyal medyanın; namert, sinsi, kalleş ve riyakâr hamlelerin cephesine dönüşen nice sayfa ve sitelerinde, İslam âleminin tüm ulema ve dini rehberlerini hedef alan küçük bir örneği nazarlarınıza sunalım. Ama yorumları sonraya bırakalım. Çünkü bize tanın köşenin sınırlarını aşmış bulunuyoruz.

         “İsrail Telaviv' de "Telaviv İslam Üniversitesi" Sözü edilen üniversite, muhtelif İslami ilimler tedrisatı için İsrail İstihbarat teşkilatı Mossad tarafından inşa edilmiş ve inşası da 1956 yılında tamamlanarak tedrisata aynı yıl başlanmış ve 60 yıl dan fazladır eğitime devam etmektedir..

         Öğrencileri sadece Mossad İle irtibatlı Yahudi talebeleridir. Okulun idaresi Mossad tarafından belirlenmekte ve sorumluluğu Mossad üstlenmektedir. Üniversitenin öğretim üyeleri, görevlileri, talebeleri Mossad tarafından seçilmekte, okutulan dersler mossadın belirlediği hedeflere hizmet etmek üzere bu teşkilat tarafından belirlenmektedir. Üniversitede okuyan talebeler özenle Mossad tarafından seçilmekte ve devamlı bu teşkilat ile bağlantılı bir şekilde yetiştirilmekteler...

         Üniversitede İslam akaidi, tefsir, hadis fıkıh, Arap dili dersleri, Yahudi bakış ve anlayışına göre öğretilmektedir. Ayrıca tüm öğrencilere İslam toplumu yaşam tarzlarını öğrenmeleri için Müslümanlar arasında birer Müslüman görünümü altında toplum içinde uygulamalara tabi tutulmaktadırlar..

Bu fiili uygulamalar uzun süre devam ettirilerek tam bir Müslüman âlim zannedilecek mahareti kazandırılmaktadır. Bu uygulamalı eğitime psikologlar, sosyologlar, iletişim uzmanları ve siyasi kişiler nezaretinde devam edilmektedir...

Böylece öğretilen İslami isimleri çok iyi bilen ve bu bilgileri Yahudi bakış açısıyla maharetle ifade edebilen, Mossad istihbarat bilgileriyle donatılmış ve devamlı bu teşkilatla irtibatlı istihbarat elemanları olarak çalıştırılıyorlar...

Bunların büyük İslam âlimleri olarak İslam ülkelerinde tanınmaları sağlanıyor. İsimleri Müslüman isimleri oluyor. Müslüman âlim zannedilen bu ajanlar toplumla iç içe yaşamakta ve mossada devamlı olarak bulundukları İslam ülkelerinde olan biteni aktarmaktalar...
Bir büyük İslam âlimi gibi toplumda kabul gören ajanlar, etraflarına topladıkları gafillere, ıslama zararlı görüşleri İslam davası adına aşılıyorlar...

Mossad’ın hazırladığı Toplumsal anarşi ve terör olaylarına zemin hazırlıyorlar...
Cihad yapmak iddiasıyla topluma bozgunculuk ve fesat yayacak yeraltı şebekeleri oluşturuyorlar. Kısaca zikredilenler ve daha nice melanetleri Müslümanlar arasında yayıyorlar...
Tercüme: Rahmi Demiral İŞİD Lideri Ebubekir Al Bağdadi Yahudi asıllı bir ajandır.” (Sosyal medya/sinsi tuzaklar meydanı) Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...