Tarih 1995 Gaziantep’in nüfusu bir milyonun altındaydı Buna rağmen Gaziantep’e su taşıyan isale borularının genişliği, bir adam boyundan daha fazlaydı. Kaldı ki şehre su taşıyan hatlar birden fazlaydı ve sayısı yüzlerle ifade edilen, belediyelerin açtığı kuyular ve vatandaşın kendi kuyuları da ayrı…

          Aynı tarihte İlk umreye geldiğimde, zemzem kuyusuna iniş açıktı ve kuyunun yanına kadar gidilebiliyordu. Defalarca kuyuya inerek seyrettim. Dört adet 125 lik boru kalınlığında metal borudan su çekiliyordu. Merak ettim, dünyanın dört bir yanından Haremeyne gelen milyonlarca hacı ve umrece, 365 gün 24 saat hiç durmadan zemzem kuyusundan abdest alıyor, içiyor, bidonlara doldurarak memleketlerine taşıyorlar.

          Gelenler bilirler, sadece Mekke’de değil, Medine’de de hep zemzem içiliyor. Sadece mescitler değil, otellerde ve evlerde de büyük oranda zemzem içiliyor. Zemzem idrar yollarından değil terle çıkıyor. Bu sebeple başka sıvılar alınmayıp, uzun süre sadece zemzem içilirse böbreklerin zarar görebilme ihtimali olmasa, insanlar zemzem dışında hiç sıvı almazlar galiba. Yani diyeceğim o ki zemzem çok tüketiliyor.

         Bu durumu merak ederek, acaba günde kaç ton zemzem çekiliyor kuyudan diye merak ettim. Araştırdım zemzemden sorumlu müdürün harem içinde ofisi olduğunu öğrendim ve zemzemin sırrını keşfetmek! Üzere ofise gittim. Üç gün üst üste gitmeme rağmen müdür yerinde yoktu. Görevli memur, niçin ısrarla müdürle görüşmek istediğimi sorunca zemzemin çetelesini tutup tutmadıklarını, kuyudan günde, ayda hatta yılda kaç ton zemzem çekildiğini öğrenmek için olduğunu söyledim. Memur kardeşim beni hayretle süzdükten sonra: “böyle bir soru sormak caiz mi? Önce bunu araştır, sonra gel müdürden sor.” Diye karşılık verdi. Bende bir daha zemzemin çetelesini merak etmemeye karar verdim. Hani sayılırsa bereketi kaçar diye bir kanaat var ya…

          Evet… Zemzem tek kelimeyle ilahi bir mucize... Resulullah (sav): “Zemzem ne için içilirse onun içindir” buyururlar. Yemek ve gıda niyetiyle içerseniz gıda, ilaç niyetine içerseniz ilaç, su niyetine içerseniz su oluyor. Bunu her içen bizzat yaşamıştır kanaatindeyim. Resulullah (sav) ın zemzem içerken okumamızı tavsiye ettiği dua, daha fazlasını anlatıyor. “Allah’ım! Faydalı ilim, bol ve helal rızık ve tüm hastalıklardan şifa diliyorum.” Birçok hasta insanın buralara gelip sağlam döndüklerini aynel yakin biliyoruz. Resulullah (sav) ın her duasında bir çok ders ve ibretler var…

            Yıl boyunca hac veya umreye gelenlerin, memleketlerine asgari 20 litre zemzem götürdüklerini kabul edip, bunu milyonlarla çarptığımızda, kuyu değil, nehir bile az gelir. Efendimiz (sav) “Allah (cc) Hacer’e rahmet eylesin. Zem zem (dur dur) demeseydi zemzem nehir olup akardı.” Buyururlar. Evet… Zemzem görünürde bir kuyu ama gerçekte bereketli bir nehir…

           Buralardaki bereket sadece zemzemde değil, her şeyde… Başta Âdem, İbrahim, İsmail (as) ve Resulullah (sav) olmak üzere nice peygamberlerin dualarının bereketi, açıkça görülmektedir. Buraya gelen milyonlar içinde nice ibadet ve duaları makbul insan da cabası.

           15 milyonluk İstanbul’da Formula 1 yarışı için, birkaç günlüğüne, birkaç yüz bin artı turist geldi diye şehir allak bullak olmuştu. Otellerde yer bulamama bir yana, insanlar günler öncesinden gıda stoklamış, haftalık ekmeklerini temin etmişlerdi… Mekke’nin nüfusu şu an bile bir buçuk milyon civarında, Medine’nin nüfusu daha da az… Özellikle hac döneminde, buralara bir anda ortalama bir aylığına artı 3-4 milyon insan giriyor. Bakkallar aynı bakkallar, fırınlar aynı fırınlar olmasına rağmen, istediğiniz yerden istediğiniz kadar, meyve-sebze, ekmek, gıda maddesi vs. bulabiliyorsunuz. Tek kelimeyle ilahi bereket... Nasıl olmasın ki, burada insanlar, taat, ibadet ve her tür hayır yarışında… Ramazan ayında umre yapanlar, insanların nasıl bir hayır yarışına girdiklerini net olarak görürler. Bununla ilgili kendi yaşadıklarım, makalelere sığmayacak kadar çoktur.

          Ayrıca buralarda göz haramı görmüyor… kulak haram işitmiyor… dil haram konuşmuyor… el harama dokunmuyor… ayak harama yürümüyor… kalp haram düşünmüyor… kısacası tüm insanlar adeta tüm hücreleriyle Allah (cc) diyor… Burada bereket olmaz mı?... Burada ilahi mucizeler olmaz mı?

          Aynı bereket ve ilahi mucizeler her yerde her zaman var… mesele frekansı doğru ayarlayabilmektedir. Evlerimiz, mahalle ve köylerimiz, şehirlerimiz, buradaki gibi İslam’ın yaşandığı yerler haline gelirse oralarda da aynı hayır ve bereketler elbette olur. Kaldı ki buralar bile İslam’ın yüzde yüz yaşandığı yerler değil… Ya birde yaşansa varın siz düşünün… Sübhaneke… Bihamdike… Esteğfiruke… mozkilinc@hotmail.com.