• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi39
Bugün Toplam180
Toplam Ziyaret13004426
İSA KEMAH Ziraat Mühendisi
isakemah@tarimkredi.org.tr
Azot ve Kalsiyum-1
09/07/2013

Bitkilerin en fazla ihtiyaç duyduğu besin maddelerinden biri olan azot vejetatif gelişmeyi teşvik eder. Ancak tarım topraklarının genelinde yeterli miktarda azot bulunmadığından bitkilerde azot eksikliği görülür. Bu eksiklik bitki gelişiminin yavaşlamasına ve solgun sarı yeşil yapraklar oluşmasına neden olur. Azot bitki bünyesinde mobil bir elementtir. Bu elementin noksanlık belirtileri yaşlı yapraklardan genç yapraklara doğru hareket etmekte olduğundan belirtiler önce yaşlı yapraklarda görülür ve bu yapraklar sararır. Gövde kısalır. Bitki ince ve zayıf bir gelişme gösterir. Genelde insanların çoğu “Azot azottur, en ekonomik olan azot hangisi ise onu kullanalım” şeklinde bir düşünceye sahiptir. Ancak tarımsal alanda yapılan araştırmalar azot tipleri arasında bir takım farklılıklar olduğunu göstermektedir.
Bitkiler azotu üç farklı formda alırlar;
- Nitrat (NO3)
- Amonyum (NH4)
- Amin (NH2)

Azot toprağa uygulandıktan sonra iki reaksiyon gerçekleşir;

         İlk reaksiyon enzimler tarafından hızlı bir şekilde gerçekleştirilir ve üre 24-36 saat içinde amonyuma dönüşür.
İkinci reaksiyon ise bakteriyeldir ve hızlı bir şekilde gerçekleşir.Bitkinin bu azot formlarını kullanımı ise şöyle olmaktadır; Amonyum (NH4+) kökler tarafından alınır ve genellikle köklerde amine (NH2) dönüşür. Bunun olabilmesi için köklerde karbonhidrat bulunması gerekir. Kökler tarafından alınan her amonyumun amine dönmesi için karbonhidrata ihtiyaç vardır. Eğer karbonhidrat sınırlı miktarda ise amonyum bitki için toksik olacaktır. Bu bitkilerin neden amonyum ile sorun yaşadıklarını bize açıklamaktadır.Nitrat formundaki azotta kökler tarafından alınır ama amine dönüştürülmeden yapraklara taşınır. Bu nedenle köklerdeki karbonhidratlardan çok yapraklardaki karbonhidratların kullanımına neden olur. Yapraklarda köklerden daha fazla karbonhidrat bulunmaktadır ve bu nedenle nitratın amine dönüşmesinde daha az sıkıntı yaşanır. Nitrat normalde bitki için toksik değildir.
Yaprak uygulamalarında uygulanan Amin azot formu ise zaten amindir. Yani bir dönüşüm için karbonhidrata ihtiyaç duymaz. Bu nedenle yaprak uygulamalarında kullanılan amin azotu bitki bünyesinde bulunan karbonhidrattan (enerji) çok az miktarda kullanır.
Azot protein üretimi için önemli bir elementtir ve farklı azot formları protein üretiminde farklı miktarda karbonhidrat (enerji) kullanırlar.
Bitkinin protein yapabilmesi için tüm azot formları amine dönüşmelidir.

         Nitrat bu üretimde en fazla enerji kullanır. Amonyum daha az enerjiye ihtiyaç duyar. Amin ise hiç enerjiye kullanmaz. Eğer bitkideki azot fazla ise tohumların dolum zamanında bitki çok fazla karbonhidrat kullanacaktır. Buda tohum dolumu sırasında istenmemektedir.
Ayrıca amonyum ve nitrat formunda uygulanan azotun tamamı her zaman bitki tarafından alınamamaktadır. Amonyum formundaki azotun bir kısmı buharlaşmaktadır. Nitrat formundaki azot ise aşırı sulama ve su baskını gibi durumlarda Nitrite (NO2) dönüşmekte ve denitrifikasyon sonucu kayıplar oluşmaktadır.
         Stres koşulları altındaki bitkinin azot ihtiyacının doğru bir azot formu ile karşılanması çok önemlidir. Bilindiği gibi bitki gelişimini kontrol eden hormonlar gelişmeyi teşvik edici (Sitokinin, oksin ve gibberellinler) ve gelişmeyi engelleyici (dorminler ve etilen) olarak iki grupta toplanırlar. Amin formunda uygulanan azot stres koşulları altındaki bitkinin sitokinin hormonu üretmesini teşvik eder ve bitkinin hormon dengesini bozmaz. Bunun sonucunda generatif büyüme ve saçak kök oluşumu artar. Boğum aralarını kısaltır daha çok çiçek gözü oluşmasını sağlar.
Kaynak; Stoller Int. Ltd. sayfasından derlenmiştir.



4244 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

FİDAN DİKİMİ - 03/12/2015
FİDAN DİKİMİ
TOPRAKLARIMIZDA ÇİNKO NOKSANLIKLARI - 28/10/2015
TOPRAKLARIMIZDA ÇİNKO NOKSANLIKLARI
FOSFORLU GÜBRELER - 09/10/2015
FOSFORLU GÜBRELER
MERCİMEK TARIMI - 01/10/2015
MERCİMEK TARIMI
Soğan Yetiştiriciliği - 22/09/2015
Soğan Yetiştiriciliği
BUĞDAY TARIMI VE SERTİFİKALI TOHUMLUK - 16/09/2015
BUĞDAY TARIMI VE SERTİFİKALI TOHUMLUK
Bitkilerde Demir Noksanlığı - 12/08/2015
Bitkilerde Demir Noksanlığı
AZOT FORMLARI - 05/08/2015
AZOT FORMLARI
PAMUKTA YEŞİL KURT TEHLİKESİ - 29/07/2015
PAMUKTA YEŞİL KURT TEHLİKESİ
 Devamı
RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Hava Durumu
Saat
Site Haritası