YECDER in, Mardin Artukulu’da düzenlediği 5. ulusal din görevlileri sempozyumunun son oturumunda, Filistin, Suriye, Almanya ve Suudi den de misafir konuşmacılar katıldılar. İlk üç konuşmacı gayet faydalı birer sunum yaptılar. Ancak suudlu misafir bir çuval inciri berbat etti. İşte çok kısa bazı notlar.

·        Filistin davası ümmetin davasıdır.

·        Mescidi aksa, ümmet tarihinde özel bir öneme sahiptir.

·        Geçmişte günümüzde nice hatipler, mescidi aksa ve Filistin davası hakkında çok özel hutbeler irat etmişlerdir.

·        Suriye’de şu an maddi manevi yıkım sebebi olan soykırım ve katliamın başlangıcı, tamamen nizamın aksi, sert ve zalim tutumu sebebiyledir.

·        Halkta onlarca yıldır birikmiş bir kin ve nefretin dışa vurumu’nun etkisi de göz ardı edilemez.

·        Baas rejimi savaş öncesinde de taksit taksit öldürmeye devam ediyordu. Dolayısıyla kıyam kaçınılmazdı.

·        Almanya’da 4.5 – 5 milyon civarında Müslüman yaşmaktadır.

·        Bunların büyük bir kısmı ehlisünnet Müslümanlardır. Kısmen Şii ve aleviler de var.

·        Almanya’da dini eğitim açısından ciddi bir boşluk mevcut.

·        Avrupa’da din görevlisi için, dil, araba ve mesleki ehliyet olmasa olmaz bir ihtiyaçtır.

·        Spor aktiviteleri, gençleri kazanmada etkin bir vesiledir.

·        Avrupa’da kalıcı din görevlilerinin olması, çok daha verimli olacaktır.

·        Camilerde sadece namaz değil, yoğun bir şekilde eğitim, öğretim, sosyal faaliyetler yapılması elzemdir.

·        Diğer cemaatlerle diyalog ve yakınlaşma çabaları, gecikmişte olsa büyük bir boşluk dolduruyor.

·        Tüm resmi kurumlarla diyalog çalışmaları, İslam’a fobi vb. yanlış düşüncelere karşı da faaliyet var.

·        Avrupa’da camiler, saadet asrındaki cami fonksiyonuna çok daha yakın devam ediyor. Sadece namazgâh olarak kullanılmıyor.

·        Suudi Arabistan riyadan katılan şeyh efendi, ülkesiyle ilgili tos pembe bir tabla çiziverdi.

·        Hadimul Haremeyn (!) kralın, Haremeyn ve ziyaretçileri hakkında ne kadar da fedakârane çabalar içinde olduğunu, tam bir yağlama yıkama üslubuyla anlattı.

·        Melik Abdullah’ın iki lakapla iftihar ettiğini anlattı. “MELİK-UL İNSANİYYE” ve “HADİMUL HAREMEYN” yani “insanlığın kralı” ve “Haremeyn’in hizmetçisi” PEHHH (Aslında birçok körfezli emir gibi Suud emirleri de mısır ve birçok İslam diyarında “Hainul haremen vel ümme olduklarını net olarak göz önüne serdiler.)

·        Halep müftüsünün Suud’luya cevabı yüreklerimizi kısmen ferahlattı.

·        Suriye’deki savaşın iki ana sebebi var. Biri, Şia’nın tüm kâfirlerle işbirliği içine girerek ehlisünnete karşı sindirme operasyonudur. İkincisi, diğer İslam halkları gibi Suriye halkının da yıllar süren baas yönetimi sonucu İslam’ın erdemlerinden uzaklaşıp, her tür harama bulaşmaları sebebiyle ilahi ikazdır.

         Sempozyumdan sonraki gün, Mardin’in Şeyh Taceddin köyünde (MEDAV) Medrese Âlimleri Birliği toplantısına katıldık. Emeği geçen herkese yürekten teşekkürler. Ancak asıl üzerinde durmak istediğim, Halep müfütüsünün, burada yaptığı yürek dağlayan konuşması… Benim facebook hesabımdan videosunu seyredebilirsiniz. (facebook.com/mozkilincweb) önemine binaen, işte bu kısa konuşmanın kısa metni:

          “Ey iman edenler! Size ne oldu ki, “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir. EĞER ALLAH, YOLUNDA SEFERE ÇIKMAZSANIZ, SİZİ ELEM DOLU BİR AZAP İLE CEZALANDIRIR VE YERİNİZE SİZDEN BAŞKA BİR TOPLUM GETİRİR. SİZ İSE O’NA HİÇBİR ZARAR VEREMEZSİNİZ. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” Tevbe 9/38-39

         Tarihte Arap toplumu İslam ve ümmet uğruna cihattan yüz çevirince, Allah (cc) Türk asıllı olan Nureddin Mahmud Zengi’yi çıkarttı. Sonra Kürt asıllı olan Selahaddin Eyyubi’yle İslam sancağını yüceltmeye devam etti. Mecusi ve ümmet düşmanı Şii, Rafızi Fatımi devletini ortadan kaldırıp Kudüs’ü yeniden özgürlüğüne kavuşturan komutan, Selahaddin Eyyubi... ARAPLAR YÜZ ÇEVİRSE ALLAH (cc) TÜRKLERİ, KÜRTLERİ VEYA BAŞKA BİR KAVMİ bu kutlu göreve ulaştırır. Bu dava ırk davası değil, ilahi davadır.

         Şimdi Şam diyarında Araplar heva ve heveslerine tabi olup yine yüz çevirdiler. Allah (cc) onların burunlarını sürtmek üzere Şia vd. İslam düşmanlarını başlarına musallat etti. Onların şehirlerini harap ediyor… Mallarını talan ediyor… Kadın, çocuk, yaşlı ayırmaksızın katliam yapıyorlar… İşte Araplar yine ümmetin davasına gözünü kapamışken, Allah (cc) yeniden Türk ve Kürt halkları Türkiye’den imdada ulaştırdı.

         Türkiye’de İslam’ı yeniden dirilten üç sacayağı var… Medrese vd. İslami çalışmalarıyla âlimler… İslam’ı nefislerde canlı tutmaya çalışan, meşayihi kiram… İslam’a yeni bir soluk getiren Said Nursi… Ama tüm bunlara feraseti ve cesaretiyle sahip çıkan Recep Tayyib Erdoğan var... Allah (cc) Türkiye’yi ve halklarını korusun. Allah (cc) ümmetin dertleriyle dertlenen Erdoğan ve arkadaşlarını muhafaza eylesin. Allah (cc) ümmete birlik, dirlik, beraberlik nasib eylesin. Suriye ve diğer İslam diyarını barış ve selamete kavuştursun.” Amiiin!!!...