Bu aralar insanlık tarihinin en komik iki seçimi yapıldı. Mısır ve Suriye… Birçok İslam ülkesinde bir asra yakındır, sonucu önceden belli seçimler yapılıyor. Hatta neredeyse bunun istisnası yok gibi… Dünya âlem bu seçimlerin bir komedya olduğunu biliyor. Maksat dostlar seçim pazarında görsün… Türkiye’nin bazı dönemleri kısmen bundan istisna tutulabilir ki onlar da hep darbelerle tekrar yok hükmüne döndürülmüştür. Bunun da bir istisnası ak parti hükümetlerinin seçildiği seçimlerdir. Ancak bu dönemlerde de gizli aşikâr seçimler 3-5 misli darbe denemeleri oldu. Uzun adama yapılan suikast girişimlerinin de sayısı bilinmiyor.

Tüm bunların sadece içerdeki küçük hain bazı grupların işi olduğunu kim söyleyebilir. Dile kolay bir asır… Önceki bir asır da bu operasyonların altyapısının oluşturulmasıyla geçti iki asır… Yani insanlık ve İslam düşmanları, tüm bu hile ve desiselerle insanlığa iki asır kaybettirdiler. Tabi bunun sonucunda kaybedilen, can, mal, insanlık, onur, izzet, ar, namus ve nice mukaddes değerler...

Mısır Ezher’de okuyan arkadaşımın anlattığı bir fıkra yıllardır İslam âleminde yapılan bu göstermelik seçimlerin iç yüzünü net bir şekilde açıklıyor. Hüsnü, Abdunnasır veya başka bir diktatörün döneminde seçim yapılır. Seçim pusulalarının üstünde seri numaraları vardır. Yani tüm seçim pusulalarının hangi seçmene ait olduğu bellidir.

Bir babayla oğlu oylarını kullanıp evlerine dönerler. Baba tecrübelidir oğluna sorar nereye mühür bastın, evet mi, hayır mı? Oğlunun cevabı hayır olunca, sarar bir endişe ve çıkışır. Evladım hiç mi kafan çalışmaz, görmedin mi oy pusulalarında seri numaraları vardı. Yani bu gün olmasa da yarın rejimin askerleri evimize baskın yapacaklardır. Bir çare düşünürler eşe dosta danışırlar. Sonunda askerler gelmeden onlar seçim merkezine gitmeye karar verirler.

Askerlerin önünde süklüm püklüm anlatmaya çalışırlar, yapılan yanlışlığı. Baba derki komutanım nasıl anlasam bilmem ki… Bizim oğlan yanlışlıkla evet’e mühür basacakken yanlışlıkla hayır’a basmış. Sakın yanlış anlamayın kesinlikle bir kasıt yok falan… Asker, bir ton fırça ve azarlamadan sonra, çok önemli bir davaya bakan hâkim edasıyla ve tüm ciddiyetiyle şu tarihi cevabı verir. O yanlışı önceden görüp bu seferlik biz düzelttik ama bir daha da olmasın. Hadi gidin…

Neden islam aleminde işler böylesine zalimane yürüyor. Çünkü islam diyarını işgal eden kafirler sureta işgalleri sonlandırmışsa da gerçekte işgal ve sömürü devam ediyor. Dolayısıyla seçimler göstermelik, seçilenler de batılıların valileri hükmündedir. Önceki seçilen yan çizmeye başlasa ya ziya-ul hak gibi uçağını infilak ettirir infaz ederler veya herhangi bir yolla onu alaşağı ederler. Bu yolun demokratik olması, darbeyle olması falan farketmez.

İşte Mısır, dünyanın gözleri önünde seçimle gelen Mursi askeri darbeyle indirilip zindana atıldı. Hiçbir batı ülkesi darbeye darbe demedi ve her tür ilişki ve yardımllarını da devam ettiriyorlar. Ama Mısır tarihinde ilk defa halk tarafından seçilen Mursi’ye zırnık koklatmadılar yardım adına. Çünkü onlara eyvallah demedi. BUNLAR KALLEŞTİR…

Mısırın satılmış medyası batı medyasıyla işbirliği ederek, Mursi’yi israille Mısır’ın aleyhine olacak anlaşmalar yapmakla, ABD’yle işbirliği yapmakla suçladı. Buna benzer ipe sapa gelemez gerekçeler uydurdular. Tabi bunu da ABD, İsrail vd. ikiyüzlü, kalleş, münafık, kâfir olan dünya derin güçleri adına yaptılar. Bunlar şeytana pabucunu ters giydirir. BUNLAR ÇİFTE STANDARÇIDIR…

Aynı batılıların bir kısmı, Suriye seçimlerine komedi, Mısır seçimlerine demokratik diyorlar. Neden? Biri menfaatlerine uygun, diğeri değil… Peki, komedi diyorlar da bir şey mi yapıyorlar. Yok… dört yıldır Şam diyarını harabe haline getiren savaşa karşı BM isimli inlerinden bir kınama kararı dâhi çıkarmıyorlar. Ama Sudan’a, Somali’ye, Nijerya’ya hemen müdahale ediyorlar. İcabında BM kararı falan da takmıyorlar. BUNLAR İKİYÜZLÜ, BUNLAR KAFİR…

Yılan yılanlığını, akrep akrepliğini yapacak da… Ya şu İran’a ve beraberindeki Şii çete devletlere ne demeli. Hani bunlar ümmetin hamisiydiler… Hala ümmet kardeşliğinden İslam’dan falan bahsediyorlar… Kâfirler sun’i münafık, ama Şia takiyyeyi imanın rüknü edinmiş asli bir münafıktır.

Ya körfez emirleri, Kral, Emir, Şeyh, Devlet başkanı… İsimleri ne olursa olsun. Hepsi diktatör, despot, batı uşağı, satılmış… Sisi’yi ilk tanıyanlar onlar oldular… Suud kralı hızını alamadı, tüm emirleri Sisi’ye yardıma çağırdı. Ya diktatörlüklere destek verirsiniz ya da sizi kara listeye alırız manasına sözler söyledi. Sisi’ye destek veren selefiye çetesine gelinle bu satılmış kralların da satılmışı konumundadırlar… Köküne yuh olsun… Yazıklar olsun… Veyl olsun…

“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim 14/42) “Zalimler hangi devrilişle devrileceklerini görecekler. (Şu’ara 26/227)

“Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez. (Hud 11/67,113)

“Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helâk ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var? (Kaf 50/36)

Allah’ım! şahit ol ki, biz zalimlere karşıyız… Mazlumların yanındayız… Mazlumların zalimlerden hesap sorma günü daha çetin olacak… Zalimler için yaşasın cehennem…