Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Bir şeyi aşırı sevmen, seni kör ve sağır eder. Bir şeyden aşırı nefret etmen de kör ve sağır eder” El hak bu hadisi şerifin tezahürlerini günlük hayatın birçok yansımalarında görürüz. Fanatiklik sadece takım tutmakta değil, birçok konuda gerçekleşmektedir.

Bir mürşidi aşırı seven onun olumsuzluklarını görme ve anlamada kör ve sağır oluyor. Bir arkadaşını, bir mesleği, bir otomobili, bir gıdayı, bir memleketi, bir grubu, bir tarikatı, bir cemaati kısaca herhangi bir şeyi aşırı seven onun olumsuzluklarını görmede kör ve sağır oluyor. Tabi aynı şey aşırı nefret etmede de aynıyla geçerli ve vakidir.

Aşırı seven sevdiği şeyin olumsuz tarafını görmüyor, işitmiyor, bilmiyor. Ne söylesen hangi kötülükten bahsetsen, te’vil ediyor, iyiye, hayra yormanın bir yolunu mutlaka buluyor. Aşırı nefret edense nefret ettiğinin olumlu tarafını görmüyor, bilmiyor, işitmiyor. Meşhur tabirle artık o şey, lal-u Güher olsa, ya da o kimse ağzıyla kuş tutsa, havada uçsa, suyun üzerinde yürüse da boş. Buğzeden tüm olumlu tarafları bir şekilde kötüye yormanın yollunu buluyor.

Çevremizde bu derece fanatiklik hastalığına müptela yığınla insan vardır. Birçok bidatçı tarikatlarda müritlerin tutumu apaçık bir örnektir. Öyle ki, Haydar Baş, Erol İskender Evrenosoğlu, Ali Kalkancı dilberler şeyhi Harun Yahya gibi şarlatanlar bile mürekkep yalamış, Prof. Doç. Vb. aydın (!) kimselerden binlerce mürit bulabiliyorlar. Bu şarlatanların Kur'an ve sünnete aykırı yüzlerce sapma ve saptırmalarını delilleriyle ortaya koysanız da yorumları hazırdır. En kolay yolu da “sen şeyh efendiden daha mı iyi biliyorsun” veya “şeyh efendi o bahsettiğin ayet hadisleri bilmiyor mu ki” vb. te’villerdir.

Ancak ülkemiz ve İslam diyarında fanatizmi sistematik hale getiren, kurumsallaştıran şu üç grup gibisini doğrusu hiç görmedim, duymadım. ŞİA, TEKFİRCİ HARİCİLER VE PENSİLVANYA ÖRGÜTÜ.

PENSİLVANYA ÖRGÜTÜ: Bunca toz duman, havada uçan itiraflar, delilli ispatlı ihanet ve hıyanetlere rağmen, bu örgüte fanatik bağlı olan bazı kimseler, kafalarını kuma gömmüş, kelimenin tam anlamıyla üç maymunu oynuyorlar. Onlara ayet hadis okuyorsunuz, sen hoca efendiden daha iyi mi biliyorsun diyorlar. Örgütün ikinci adamı çıkıp hoca efendi dedikleri haham, papaz hayranı adamın ipliğini pazara döküyor, kafayı yemiş diyorlar. Üçüncü adam konumundaki bir Prof. çıkıp ihanetleri delilleriyle sıralıyor, bunu cin çarpmış diyorlar. Hayalet imam çıkıyor skandal ifşaatlarda bulunuyor, bir şekilde te’vil ediyorlar.

Pensilvanya’lı bizzat papaya net akidevi tehlikeler içeren mektup sunuyor. Bu skandal mektubu Resulullah (sav) ın devlet başkanlarına gönderdiği, İslam’a davet mektuplarıyla kıyaslıyorlar. “Kelime-i tevhidin birinci bölümünü söyleyip, ikinci bölümünü (Resulullah (sav) a iman etme kısmını) söylemeyenlere de rahmet ve merhamet nazarıyla bakılmalıdır” diyor. “bir Yahudi ve Hristiyan Kur'an'ı Kerim’i ilahi kitap, Resulullah (sav) ı peygamber olarak kabul etmese de mümin sayılabilir” diyor. Ehli kitabın hatırı için haşa Allah (cc) ı eleştirme cür’etini göstererek, ehli kitapla ilgili ayetlerin sert olduğunu söylüyor. Peygamberi danslı dümbelekli Türkçe olimpiyatlarında dolaştırıyor, tüm bu herzeleri hayra yorumluyorlar.

ABD, İsrail, MOSSAD, CIA vb. İslam düşmanı, karanlık odaklar bu örgütün destekçisi oluyor, bunu hayra yoruyorlar. Yıllardır İslam’a ve Müslümana kırmızı görmüş boğa gibi saldıran; medya grupları, baronlar ve beşli çetelerle işbirliği yapıyor, tüm bunları da hayra yormanın bir yolunu buluyorlar. İnsan düşünmeden edemiyor. Acaba eleştirdikleri iktidar ve uzun adam tüm bu karanlık odaklarla işbirliği yapsaydı nasıl karşılayacaklardı?

Geçtiğimiz seçimler de ak partiye karşı hangi parti güçlüyse onun desteklenmesi için kapı kapı dolaştırıldılar. CHP, MHP, BDP fark etmez dediler. Bunu da bir şekilde te’vil ediyorlar. Şimdi uzun adamın cumhurbaşkanı olmaması için kelle koltukta mücadeleye devam ediyor. Bu esnada, belden aşağı vurmalar… Tapeler, kasetler, böcekler, montajlar havada uçuştu, her birini bir şekilde te’vil ettiler. Bedduaya bile mübahele veya mülaane dediler. Kısaca binlerce kere şeytana pabuçlarını ters giydirdiler. Ayet, hadis, pensilvanya’lının kendi kitap veya ses kayıtlarından delilleri hiç görmediler, te’vil ettiler, hayra yordular.

Resulullah (sav) ın ta 1400 yıl öteden yaptığı uyarı ve bayandan sonra artık bu halleri görünce, işitince şaşırmıyorum. “Bir şeyi aşırı sevmen, seni kör ve sağır eder. Bir şeyden aşırı nefret etmen de kör ve sağır eder”

Ayrıca tüm bunları yaşadıktan sonra Resulullah (sav) ın şu dualarının hikmetini de daha iyi anlıyorsunuz. “Allah (cc) ım hakkı hak bilip hakka tabi olmayı, batılı da batıl bilip batıldan sakınmayı bize nasip eyle.” “ey kalpleri evirip çeviren kalbimi senin dinin üzere sabit kıl.” “ ey kalpleri sabitleyen Rabbim! Kalbimi senin dinin üzere sabitle.” Devam edeceğiz inşallah.