Günü birlik hayatımızda dost, akraba ve yakınlarımızda yaşlı genç nice kimseleri omuzumuzda mezarlığa taşıyıp ellerimizle mezara gömüyoruz. Bu yakından yaşadığımız bunca olaylara rağmen yeterince ders ve ibret almıyoruz. Hâlbuki ölüm bize de çok yakın. Hem de bir nefes kadar. Zira aldığımız nefesi veremezsek, ya da verdiğimiz nefesin yerine yenisini alamazsak öldük demektir. O halde nasıl Rabbimize karşı görevlerimizi ihmal ederiz. “De ki: “Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.” (Cuma 62/8)

Bu ayeti kerime bize ölüm ve sonrasını hatırlatan yüzlerce ayetten sadece bir tanesi... Aslında Kur'an'ı Kerimde kıyamet ve ahiretle ilgili bir ikazın bulunmadığı sayfa yok dersek yanlış olmaz. Nasıl ki biz sevdiğimiz kimseleri olası tehlikelere karşı uyarmaktayız. Rabbimiz de bizi ahiret konusunda ve özellikle cehenneme düşme tehlikesi karşısında uyarmaktadır. Çünkü onun kullarına olan sevgisi, bir annenin çocuğuna olan sevgisinden daha fazladır. Bu ayetten kısaca şu dersleri alabiliriz:

·        Ölüm kesin bir hakikattir.

·        Biz ölümden kaçsak da kurtulamayız.

·        Ölüm aniden gelir. Bizim plan projelerimizi dinlemez.

·        Ölüm asla bir son değildir. Sadece imtihan yeri olan bu fani âlemden, ebedi olan gerçek âleme geçiştir.

·        Ölüm yok oluş değildir. Kesinlikle öldükten sonra diriliş vardır.

·        Sonrasında da hesap vardır.

·        Hesabın sonucu ya mükâfat, ya cezadır. Yani ya cennet ya da cehennemdir. Biz cennete gitmek istiyoruz elbette. O halde ne yapmamız gerektiği bellidir.

Önceki yazımızda garip ölümlerden bir örnek sunmuştum. Bazı okuyucu kardeşlerim bunun etkileyici olduğunu söyleyip varsa devamını istediler. İşte iki örnek daha.

Ölüm zamanını beğenmeyip ölen genç

1997 veya 98 yıllarında Gaziantep’te kar biraz fazla yağdı. Birinin cenazesine katılan bir üç arkadaştan bir tanesi halinden şikâyetçi oluyor. Geri dönüşte başlıyor söylenmeye: “Bu karda kışta ölünür mü? Bu kadar insana bu kadar eziyet, . Çok geçmeden gelen bir arabanın çarpmasıyla o da vefat ediyor. İşte böyle ölüm yaz kış, gece gündüz falan ayırımı yapmıyor. “Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.” (A’raf 7/34)

Ecel iskelede değil, arabadaymış.

Batmanın Sason ilçesinden Melle Yakup kardeşim anlatıyor:

Bir akrabam İskenderun’da inşaatlarda sıvacı ustası olarak çalışıyordu. Üç katlı bir binanın dış cephesini sıvarken, üçüncü katta iskeleden düşer. Ancak o anda oradan geçmekte olan un yüklü bir yarım kamyonun içerisine düşer ve ölümden döner. Kamyondan selametle iner, insanlar toplanır geçmiş olsun fasılları falan… Kamyon gidecekken sıvacı ustası der ki: ”siz hayatımı kurtardınız, size bir şeyler ikram etmeden bırakmam.” Adamlar ısrar etse de o razı olmaz. Şoför ve işçilere ikram etmek üzere karşıdaki marketten bir şeyler almak üzere uzaklaşır. Aceleyle meyve suyu ve bisküvi çeşitlerinden bir şeyler alır ve döner. Ancak koşarak geri dönerken, hızla gelen bir arabanın çarpması sonucu oracıkta vefat eder.

Yıl 2014 Gaziantep’te bir taziyede ibret kabilinden bu olayı anlattım. En az 20 yıl önce gerçekleşmiş olan bu olaya şahit olan bir arkadaş da bunu doğruladı: “Bir yakınımın hastalığı sebebiyle İskenderun devlet hastanesindeyken, sıvacı ustasının cenazesi hastaneye getirildi. Olay garip olduğundan dilden dile yayıldı.” Dedi.

Evet, bu kardeşimizin eceli de iskeleden düşmekle değil de araba çarpmasındaymış. Acaba bizim ecelimiz nerede, ne zaman, nasıl ve ne ile olacak. Hiç düşünüyor muyuz? Evet, ölüm büyük bir ders bu dersi boş geçirmeyelim. Ölümden sonrası için hazırlıklı olmanın tek yolu, ölüm gerçeğini ve ahiret bilincini idrak etmektir. İdrak: gereğini yapmaktır. Bilmek, inanmak yetmiyor…“Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır. O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.” (Lokman 31/34)

Not: Sizlerin de şahit olduğu veya bildiği böylesi garip ölümler varsa mesaj atın değerlendirelim inşallah. mozkilin@hotmail.com, mozkilinweb@gmail.com