Toplumun, ümmetin hatta insanlığın temeli ailedir. Yıllardır aile yıkılırsa ümmet yıkılır” diye haykırıyoruz. Ancak sesimiz duyuramıyoruz. Bizim yetkililerden bunun farkında olanlar bir şeyler yapmaya çabalıyorlar. Ancak neden se çoğunlukla yanlış adımlar atılmaktadır.

Genelde batıya bakılarak ha bire çalışan kadına ek haklar verilmektedir. Tüm bunlar, kadını daha çok evden dışarıya çekmektedir. Dışarıya alışan kadın, gerçek ve tabii bir annelik yapamaz. Çalışan kadın zaten gerektiği kadar çocuk yapamaz. Yaptıklarına da bakamaz. Dolayısıyla kadınları çalışan bir toplumun nesli, kreş veya dadı nesli olmaya mahrumdur. Sonuç, annesiz babasız bir toplum demektir. Hükmen yetim ve öksüz bir toplum…

Bir kere çözüm konusunda rota batıdan tamamen doğuya / kendi inanç esaslarımız, örfümüz âdetimize çevrilmelidir. Bu da kadının yeniden evine dönmesine yönelik olmalıdır. Kız çocuklarımızın, anne adayları olarak yetiştirilmesidir. Değerli bir siyasetçimiz, kadın için en büyük kariyer anneliktir” dedi birileri hemen itiraz ettiler. Hâlbuki bu kesinlikle doğrudur.

Kadın toplumun annesi, öğretmeni, hocası, ustası, mürebbiyesi, bekçisi, muhafızıdır. Kadın topluma karşı tüm bu görevlerini, ancak anne olarak yapabilir. Başka türlü ya-pa-maz. İşte her vesileyle bize medeni! Muasır! Çağdaş! Özgür! Falan diye yutturulan batıdan, manzaralar:

AB'de evlenenlerin sayısı da düşüyor. 1990'da her bin kişiden 6,3'ü evlenirken, bu sayı 2000'de 4,4 ve 2011'de 4,1'e indi. İnsanoğlu, tarihte belki de ilk defa olarak evlilik kurumunun yıkılışına şahit oluyor.

Evlilik çağındaki insanlar üzerinde yapılan araştırmalara göre AB ve ABD’de boşanmış çiftlerin oranı % 50 civarında. Yani, evlenen çiftlerin neredeyse yarısı boşanıyor. AB ortalaması % 44, ABD ortalaması % 53. Türkiye’de de boşanmalar hızla artıyor, evlilik kurumu çözülüyor. Bizde boşanmışların oranı % 20 civarında. Tabi bu oran, resmi nikahlı çiftleri baz almaktadır. İmam nikâhlı veya nikâhsız beraberlikleri eklerseniz, batıdan ne farkımız kalır. Takdir sizin… Çünkü nikâhsız olarak aile kuran çiftlerin sorumluluktan kaçışı ve boşanma eğilimi, nikâhlı çiftlere oranla çok daha yüksektir.

Bu gerçeği çok daha önce batıda tespit edenlerden biri olan Dr. Olson şöyle diyor: 

“Batılı toplum, bütün boyutlarıyla ticaret eksenli müşteri bulma sürecine dönüşmüştür. Her şey ve hatta evlenme bile ticari bir meta ve nesne olarak nitelendiriliyor. Cinsel başıboşluk, nikâhsız beraber yaşamanın yaygınlaşması, halkı menfaatçi ve ailevi değerlere ilgisiz bir kitleye dönüştürmüştür. Günümüzde batıda insanlar, ortak hayat sürdürme ve dayanışma içinde olma ihtiyacını hissetmiyor ve toplumda kolayca kendi isteklerine ulaşabiliyorlar. Bu yüzden ortak hayat ve beraberlikten başka evlenme olayına karşı hiçbir sorumluluk hissetmiyorlar.

Batıdaki önemli bir sorun da nikâhsız çiftlerin aile ocağında doğan çocukların durumudur. Avrupalı sosyologlar bu çocukları tehdit eden tehlikeler konusunda uyarıda bulunmaktadırlar. Danimarka’da doğan ilk çocukların % 60"ı nikâhsız eşlerden olmuş bulunuyor. İsveç ve Norveç’teki çocukların benzer durumları söz konusudur. Norveç’te 1990 ila 2000 yılına kadarki sürede evlilik dışı doğan çocukların oranı % 39"dan %50"ye ulaşmıştır. Avrupa baskısı News week dergisinin 20 Ocak 1997 sayılı nüshasına göre, İsveç’te doğan çocukların yarısı, nikâhsız eşlerden dünyaya gelmektedir. Fransa’yla İngiltere’deki evlilik dışı çocuk doğum oranı, 3/1 oranındadır. Almanya’da evlilik dışı doğan çocuk oranı da hızla artmaktadır. 1997 yılı rakamlarına göre, Almanyalı çocukların %22"si evlilik dışı doğan çocuklardır. Bu rakam 2002 yılında %26"ya ulaşmıştır.” 

Bu tespitler eski tespitler. Yeni istatistiklere göre bu rakamlar çok daha yüksek. Nitekim AA, “Batı medeniyetinin sosyal çöküşü: Evlilik Dışı Çocuklar” diye bir haber yapmış. Önemli bir tespit... Ancak siz bu bilgileri okurken, batının hiçbir zaman medeni olmadığını, sadece medeniyetin çok güzel reklamını yaptığını biliniz. İşte o haber:

“AB istatistik kurumu Eurostat'ın verileri çok endişe verici sonuçlar içeriyor. AB'de evlenenler azaldığı için evlilik dışı çocuk sayısında patlama yaşanıyor. 

AB istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre evlilik dışı doğum oranı 
1990'de yüzde 17 
2000 yılında yüzde 27 
2011 yılında yüzde 39,5 

AB üyeleri arasında evlilik dışı doğumlarda başı yüzde 60'la Estonya, yüzde 57'yle Slovenya, yüzde 56'yla Bulgaristan ile Fransa ve yüzde 54'le İsveç çekiyor. 

Evlilik dışı doğum oranı Belçika'da yüzde 50, Danimarka'da yüzde 49, İngiltere'de yüzde 47, Hollanda'da yüzde 45, Avusturya'da yüzde 40, İspanya'da yüzde 37, Almanya'da yüzde 33, Romanya'da yüzde 30, İtalya'da yüzde 23 ve Polonya'da yüzde 21 düzeyinde bulunuyor.